3 entry daha
  • ditib, "sivil" falan değildir. basbayağı organik olarak diyânet işleri başkanlığı'na bağlı bir kurumdur. almanya anayasası, diyânet işleri başkanlığı'na almanya'da hareket imkânı tanımadığı için, şark kurnazlığı devreye girmiş, "diyânet işleri türk islam birliği" diye bir kurum kurulmuştur.

    ditib'in memurları, çoğunlukla türkiye cumhuriyeti tarafından atanır. bu memurlar arasında ataşeler, müftüler, imamlar vardır.

    ditib'e bağlı 950'den fazla câmi olduğu bir galat-ı meşhur olarak dillere pelesenk olmuştur. bu istatistik, almanya'daki yurttaşlarımızın hâlini de ortaya koyar. bu 950 taneden belki 50 tanesi camidir, belki de daha azı. ulan almanya'da 950 tane câmi ne demek yâ hû? duyan da almanya'yı sultanbeyli gibi bir yer zanneder!

    bunların ekserîsi "mescid"dir efendim, "câmi" değil. almanya'daki müslümanlar henüz "câmi" ile "mescid" arasındaki farkları bilmekten âcizler, varın gerisini siz düşünün!
    sokak aralarında, küçük küçük avlularda, arka bahçelerde, eski fabrikalar, atölyeler ve sâir artık kullanılmayan iş yerlerinde boş duran dükkan, atölye, kat, garaj, boşluklar yurttaşlarımız tarafından namaz kılınacak mekânlara dönüştürülmüştür. ekserîsinde, islâm dinine göre hiçbir özelliği olmayan "hacı yeşili" rengi kullanılmış, genellikle hacıyağı kokan basit, ilkel ama işlevsel mekânlardır. yurttaşlarımızın ihtiyâcını görür. bu işin sosyo-mimârî ciheti...

    bir de bu mekânları oluşturan "insan" faktörü üzerinde duralım. "aslan yattığı yerden belli olur." ya da "âinesi iştir kişinin, lafa bakılmaz." gibi özlü sözler, insanın mekân ile ilişlkisine de uyarlanabilir.

    ditib'in câmileri, genellikle kıçında kıllar kadayıf olmuş, çalışa çalışa para biriktireceğim diye ömrünü ve sağlığını hebâ etmiş, câhil, bağnaz, 50 senedir almanya'da yaşayıp da 10 kelimeden fazla almanca öğrenememiş, piyasadaki en ucuz ürünlerden başka bir şey satın alıp kullanmayı bilmeyen, almanya'nın tüm en ucuzcularında bulabileceğiniz 5 tanesi 1, 7 tanesi de 1,5€'ya satılan beyaz, pamuklu spor çoraplarını giyen ve bu çorapları dahi kendi değil, hanımı kızı almış olan, hayatı boyunca üstüne başına toplam 250€ dan fazla masraf etmekten ödü kopan, tahtalı köye 200 metre kalmışken hâlâ para biriktirip memleketteki apartumanuna kat çıkma hâyalleri kuran, ömrünü "memleket" diye diye hebâ etmiş ve nihâyetinde ne memlekete dönebilmiş ne de almanya'ya alışabilmiş, "özlem"in psikolojik sıkıntılarının bedenînde hastalıklar şeklinde tezâhür ettiği kronik hasta adamlardan müteşekkil bir cemâate emânettir. şimdi bu zihniyetteki bir adamlar topluluğundan ne çıkar? ne çıkar bilmem ama, "câmi" çıkamayacağını görüyoruz.

    bu câmilerde inşâat, tâmirat hiç bitmez. aynı mekânda 20, 25, 30 sene ve daha da fazla bir zamandır bulunan bu ibâdethâneler, hâlâ köy ilkokulu ilkelliğinde ve gecekondu işlevselliğinde ise, ortada bir terslik var demektir. halbûki bunca zaman zarfında tamirata harcanan paraları hesap etseniz, muhtemelen 2 tâne "cami" yaptırabileceğiniz bir meblağ çıkar ortaya.

    bu hâlet-i rûhiyenin iki sebebi vardır; birincisi göçmen psikolojisi adama kalıcı bir şey yaptırmaz. ikincisi olan köylü kafası da adama mimâra, ustaya para verdirmez. kendi oturur yapar. evet ucuza mâl olur ama, ortaya osuruktan tayyâre bir iş çıkar. osuruktan tayyâre, selâm söyle o yâre bu iş, hem çirkin olur, hem uyduruk olur, hem dayanıksız olur ve evveli ve âhiriyle hesap ederseniz aslında astarı yüzünden pahalıya mâl olmuş bir yapı çıkar ortaya. bu durumu türkiye'deki gecekondulaşmanın ikinci safhasını teşkil eden yarım yamalak apartmanlarla kıyaslayabilirsiniz.

    ditib, köln'de câmi yapıyormuş. yapamıyor desek daha doğru olur gâliba; "kaç senedir yapmaya çalışıyor, şimdiye kadar kaç para harcandı, bu paralar nerelere harcandı, bu kadar para harcanmasına rağmen bu câmi neden bitmiyor, bu câmi inşâatına refâkat eden kaç ekip oldu şimdiye kadar, nasıl oluyor da bu memurların hemen hepsi ihyâ olup memlekete avdet edebiliyor..." gibi suâllerin cevâbını kimse bilmez.

    offff! içim daraldı, daha fazla dırdır edemeyeceğim...

    işte ditib, böyle bir şeydir, vesselâm.
10 entry daha
hesabın var mı? giriş yap