2 entry daha
  • film içinde filmden ziyade; film için film. filmin ilginç yanlarından biri, iran’ın gelmiş geçmiş bütün yönetmenleri bir araya gelmişde böyle bir filmin; yapılmış olması için değil, çokca yaşanmış olan ve bizim iftaharla andığımız* yeşilçam’ın kamera arkasında bize pekde gösterilmeyen ayrıksı sıkıntılarının olağanlıgını yansıtması için kotarılmış oldugu. kiarostami tarzı yerli halkla geçen diyaloglarıyla başlamasına alışık olduğumuz* film, zanaat aşkı, sanat platonikliği ve evdeki bulgur hesabının arasındaki çapraşık ve bir o kadarda neden sonuç ilişkisine bağımlı yolu takip ediyor. sahte makhmalbaf’ımızın duruşma salonundaki şüpheli mizacı ve ısırgan otları arasında tek papatyalık renk anarşisi, kendimizi dogru olduguna dair henüz kafamızda yeteri kadar sekans yokken, bu itiraflara inanmayı arzulayan bir içgüdüyle başbaşa bırakıyor bizi. tabi iş görüşmelerinde takınılması vacipten olan, prim yapması muhtemel bu kırılgan, zeki ve sanatsever mizacın evrenselligi ukte olarak kodlanıyor amigdalamızda. belkide yeni bir star doğmuş da çoktan batmıştır bu filmi izlediğim vakit itibariyle. uzak diyarlardaki bir toprak parçası* olması sebebiyle bulamıyorum kendimde bu araştırmacı, bağımsız filmsever bağımlılığını. filmimiz kanal 7’nin gecegündüz verdiği islam ahalisine yönelik ve genellikle epilogue’unda ağlayan sakallı amca portresiyle nihayete eriyor. ne öğrendik dersenis ;

    1. iranlı yönetmenler kardeştir, ayıran filmlerdir.
    2. korkunç komikten beri, korkunç gerçek ileri.
    3. iranda türkçe konuşan insanlar vardır.
    4. iranda türkçe konuşan insanlarin olmasının milli duygular üzerinde bir etkisi saptanmamıştır.
105 entry daha
hesabın var mı? giriş yap