7 entry daha
  • 1875-76 istanbul'unda türk kadınlarını şöyle anlatır:
    'insanı evvela şaşırtan şey, en cüretli hükümleri bile mazur gösterecek bakma ve gülme tarzlarıdır. yüksek tabakadan da olsa, bir türk kadınının yüzüne bakan genç bir avrupalının gülümseyen, hatta açıktan açığa gülümseyen bir gözle karşılaşması çok mümkündür. arabayla geçen güzel bir hanımın, haremağası görmeden, kendisinden hoşlandığını fark ettiği genç bir frenk'e eliyle zarif bir selam vermesi olmayacak bir şey değildir. bazen bir mezarlıkta veya sapa bir sokakta, arzusuna kapılan bir türk kadını geçerken, kendisini takip eden kibar bir gavur tarafından alınması kastıyla yere bir çiçek atmak veya düşürmek tehlikesini göze alır. budala bir seyyah böyle bir durumda şaşırabilir, hatta öyle bönler vardır ki, istanbul'da bir ay kaldıktan sonra, samimiyetle, yüzlerce talihsiz kadının huzurunu kaçırdıklarını zannederler. bu davranışlarda şüphesiz masum bir hoşlanma ifadesi vardır, ama daha çok bütün türk kadınlarının kalbinde yatan ve içinde yaşamaya zorlandıkları esaret hayatından doğmuş bir isyan fikri bulunur, bunu efendileriyle gizlice alay etmek için, dikkat çekici ufacık hareketlerle, yapabildikleri kadar ve yapabildikleri zaman, tatmin yoluna giderler. ve işvekarlıkları, kendilerine bakıldığını fark etmeye başlayan küçük kızların ilk ifadelerine benzeyen tuhaf bir tarzdadır.'

    (bkz: türk kadını)
11 entry daha
hesabın var mı? giriş yap