4 entry daha
  • 1924 afganistan doğumlu sufi yazar * klasik manevi öğretileri modern anlayışa en iyi uyarlayabilen yazar olarak tanınır.sufizim hakkında sınırlı kaynaklardan en önemlisinin http://eksisozluk.com/?q=sufinin yolu yazarı olmakla kalmayıp bu sufizmin başyapıtı diyebileceğimiz kitabının sunuş bölümünde nuri mevcudi'nin muazzam alıntısıyla bize sufinin kim olduğuyla ilgili söylenebilecek en etkili sözleri iletir.
    "sufi,gerektiğinde başkalarının yaptığını yapandır.gerektiğinde ise başkalarının yapamadığını da yapandır"
    bu kitabında açıklamaya kafaları karıştırmadan ve konu hakkında hiçbir fikri bulunmayan bir öğrencinin karşısına çıkan zorlukları varsayarak başlar.konu hakkında doğru dürüst belge ya da eser bulunmazken nerdeyse mevlana nın yazma tekniğine eşdeğer bir sadelik peşinden koşarak yormadan gireriz sufizmin dünyasına.ister üstündeki kaymağını alır bilgi sahibi olur biriktiririz,istersek de ötesindeki "bilgi"ye ulaşmanın yolunda buluruz kendimizi.anlayış sahibi olmayı yeğler,öteyi buraya getirenlere ilgi duyar hayranlığı aşıp kavrayış ateşinde yanmayı dileriz.
    "sufiler özel şartlar altında ve belli çabalarla gerçekleştirilen belirli bir tür zihni veya başka eylemin,zihnin daha yüksekte çalışması diye tabir edilen şeyi ortaya çıkararak,gerekli donanımı sıradan insanlarda gelişmemiş olan idraklere yol açtığını iddia ederler.bu durumda tasavvuf,sıradan sınırların ötesine geçmektir"(kitaptan)idris şah ın kitabın başlarında dünya kadar kaynakcadan sözederken neredeyse hiçbirinin yeteri kadar konuya ilgi gösterip bilgi sahibi olmak isteyenleri tatmin edemediğinden sözeder.sufi kelimesinin nerden çıktığıyla ilgili bile onlarca teoriden sözeder.yunancada ilahi hikmet analamından(sophia),müslüman gizemcilerin giydiği cüppenin yapıldığı malzemeye dayanarak arapca yün anlamına gelen suf a kadar.
    sufileri ve sufizmi anlamayı zorlaştıran açıklayıcı net diyebileceğimiz bir kaynağın karşımıza kolayca çıkamaması ile ilgili beni de tatmin eden idris şah ın şu çarpıcı cümleleri olmuştur..
    " sufi fikirlerinin incelenmesindeki özel problem şudur:bu fikirleri inceleme niyetinde gözükenlerin birçoğu bir sistematik psikolojik teslimiyetten dolayı,sufilerin tasavvuf hakkındaki tartışmalarının zihinlerde kalmasına izin vermeye isteksizdirler.kişisel tecrübeyle sabit olan bu durum,bir tek örneğin ortaya koyduğundan çok daha yaygındır."anlaşılacağı üzere içerde olan bitenin,süregelenin ifadesindeki zorlukları ortaya koymanın her anlamda yetersiz kalacağı,belki de her teşebbüsün deneyimi aktarmada suları bulandıracağını anlatmaya çalışıyor yazarımız.
    sufizme psikoloji bile denebileceğini söyleyerek- islam gizemciliği- ya da- dervişler kültü- gibi yaygın kanılarla sınırlandırmak da istemiyor.
    idris şah sufizm ile ilgili ortadaki kaynaklardan sözederken bunların yetersizliğinden dem vurur ama sufilerin bilgi aktarımındaki yöntemi ve araçlarını da kullanarak olabildiğince anlaşılır kılar anlatmak istediklerini.bazen basit bir sufi öyküsünün zihni delip geçerek kalpdeki etkisi ile, bazen de büyük bir sufi yazarının sözleriyle insan da daha büyük bir hedef sağlar.belirsizliğini hep koruyan tarikatlar konusu ile de ilgilenmiş ve dört büyük tarikatı anlatmaya çalışmıştır kitabında.kitabın önemi klasik sufi yazarlarının tanıtılmasıyla daha da artar bence.gazali,ömer hayyam,feridüdin-i attar,ibn-i arabi,sadi,hekim cami,hekim senai,mevlana celaleddin rumi
    daha pek çok şey yazılabilecek olan idris şah özellikle bu kitabında inanılmaz bir alçakgönüllülükle bize alçak bir sesle ders vermekte tasavvuf hakkında.arka kapağında"aydınlanmak isteyen herkese müthiş bir hediye" ve "keşke herkes bu kitabı ilk kez okumanın keyfini defalarca tadabilse"gibi the times ve the observer in görüşleri var ve doğrudur..
9 entry daha
hesabın var mı? giriş yap