30 entry daha
  • soz konusu muzik ve muzisyenler olunca, bir insani tanimadan sevebilmek, sanki yillardir tanisiyormus gibi yakinlik hissetmek, ona hayranlik duyabilmek cok normalmis gibi geliyor bana. derya turkan da, iste boyle uzaktan, tum kalbimle sevdigim ve hayran oldugum bir abim. tam burada bu tanimadan sevmek mevzusunda bana ilk ilhami veren fotograftan bahsetmek isterim. incesaz iki/eylul sarkilari albumunun kartonetinden bir fotograf. yuksek kaliteli olmasa da bulabildigim bahsettim fotograf bu:

    http://www.google.com.tr/…fincesaz.html%3b300%3b273

    normal bir fotograf aslinda. ama benim bu fotografta gorduklerim gercek samimiyet ve gercek muzisyenlik/sanatkarlik oldu. albumu dinlerken bu fotografa uzun dakikalar bakmisimdir. bu fotograftaki insanlarin enstrumanlariyla olan iliskileri o kadar gercek ve gorunur ki, beni fazlasiyla etkilemistir. bu fotografin ve bana hissettirdiklerinin, klasik kemence calmaya baslama niyetime katkisi da coktur.

    benim klasik kemence hayranligim yeni turku ve albumlerinde klasik kemence karsisinda yazan isim olan cengiz onural ile basladi. daha sonra cengiz onural'i takip ederken incesaz gurubuyla ve orada klasik kemencenin yaninda yazan isim olan derya turkan ile tanistim. o zamana kadar klasik kemence ile ozdeslestirdigim cengiz onural'in yerine kemencede derya turkan'in ismini gormek, o gunlerde bana cok manidar gelmisti. nitekim gecenlerde izledigim bir videoda cengiz onural'in derya turkan hakkinda konusurken sectigi kelimeler benim o gunlerde dusunduklerimin aciklayicisi oldu. cengiz onural o soylesisinde derya turkan'in kemence icraciligindan ovguyle bahsediyor ve "ben derya'yi dinledikten sonra kemenceyi calmayi biraktim" ve hatta "bas ogrencilerinden biri ben olabilirim." diyordu. cengiz onural tabiki kemenceyi birakmadi ama bu sozleri hem mutevaziliginin hem de derya turkan'in vituozlugunun boyutunun onemli bir isareti oldu benim icin.

    simdi ben de kemence ogrenmeye basladim. bunu en az 15 yil once yapabilirdim, yapmaliydim. basladiktan sonra insan neden daha once yapmamisim bu isi diye hayiflaniyor. ama hic baslamamis olmaktan da iyidir. simdi isin icine girince derya turkan'in ne kadar buyuk bir sanatci oldugunu daha iyi gorebiliyorum. enstrumaniyla bu kadar butunlesebilmis yasayan baska bir klasik kemence sanatcisi yoktur saniyorum. klasik kemece gibi bir enstrumani cocuk yasta calmaya baslayip, bu seviyede calabilir hale gelmek icin kac yilini ve kac saatini harcadigini dusundukce hem kendi yolculugum hakkinda umutsuzluga kapiliyorum hem de bir yandan onun enstrumanindan cikan seslere yakin bir takim sesler cikarabilmek icin motive oluyorum.

    insallah en kisa zamanda kendisiyle tanismak kismet olur. kimbilir belki hem onun kemencesini dinler hem benimkinden cikan sesleri dinletebilirim.
33 entry daha
hesabın var mı? giriş yap