• çok insafsız bir insandır.

    öyle çalınmaz bir enstruman. tamam kendin için çalabilirsin ama sevenlerine ve dinleyicilerine bu kadar insafsız olmazsın. bizde de bir sınır var. kürdi peşrev ve daha nicelerinde bu kadar dinleyici zorlanmaz ki.

    arşesini sürtüşünden tanıdığımdır. günün birinde, kaç yaşına gelirsem geleyim bana özel ders vermesini istediğimdir. sırf ben de çalayım ve ben bu kadar yoğun yaşamayayım çaldıklarını diye.

    "ulan telvin sus ve dinle işte adamı. daha ne yazıyosun" dediğimdir.
  • bu adamı anlatmaya kelimeler yetmez. tabiri caizse klasik kemençenin kitabını yazmıştır. o icrasına başladığında dinleyenin ruhu dünyanın sınırlarını aşar. saatlerce aklına ne gelirse çalsa hiç usanmadan dinlerim. umarım bir gün kendisiyle tanışma fırsatı bulabilirim.

    http://www.youtube.com/watch?v=vpbojj-l6fg
  • gerçek değil bence...

    akşam yine gölgen yine akşam şarkısındaki eşliği (eşlik mi denir işgal mi, ağu mu yoksa bade mi) bu fikre iyice inanmamı sağladı.

    mezkur şarkı da gerçek değil bu arada...

    edit: güz'ün şarkıları meftunun oldum albümündeki kemençe cengiz onural imiş. aynı hatayı bir başka giride daha yapmıştım. nasıl kaybediyorsam artık aklımı kemençe sesi duyunca, iflah olmuyorum demek ki...

    benim için bir şey farktmiyor gerçi, cengiz onural'ın gerçekliğinden de şüpheliyim.
  • erkan ogur ile birlikte hazirladiklari albumun kayitlarinin bittigini, mix asamasinda oldugunu ve insallah subat ayi ortasi gibi cikacagini ogrendim. ogrendigim diger guzel haberler ise albumde derya turkan'in harika bestesi dilek'in yeni bir duzenlemesi yer alacak (vincent segal de calmis) ve bununla birlikte yine derya turkan bestesi olan yeni bir sarkiyla daha tanisacagiz.

    albumun ismi hakkinda bilgiye ise ulasilamadi henuz :)
  • ilk defa 1997-1998 gibi ahenk ile adından haberdar olduğum bu adam son 10 yıldır durmadan çalışıyor. kendisi albümler yapıyor, başkalarının albümlerinde çalıyor (erkan oğur-okan murat öztürk ikilisinin "hiç" albümünde "tutam yar elinden"deki solosu gelmiş geçmiş en büyük performanslarındandır bence).

    klasik türk musikisi denen şeyin rakı masasına oturunca hatırlanan şarkılardan ötesi olduğunun unutulduğu bir zamanda insanların adlarını unuttuğu makamlar arasında geziniyor, onları hatırlatıyor. bu milletin başındaki en büyük belalardan biri olan imparatorluk artığı olmanın manasını ancak yaratılmış olan kültürü anlamak, yaşatmak, geliştirmekte bulabileceğini, bir bela olmaktan varlığımızın güzel bir parçası olmaya böyle geçebileceğini bilir gibi davranıyor.

    3 notalık küçük bir giriş melodimiz olsun. bunu devam ettir dediğinizde bir hintli, bir iranlı, bir mısırlı, bir fransız, bir irlandalı, bir alman, bir çinli size bambaşka ve kendi topraklarında kulaklarına yerleşmiş müzik ne ise ona benzeyen melodiler mırıldanacaklardır. son 10 yılda yetişen kuşaklar o melodiyi bizim müziğimize benzer şekilde tamamlayabilecekse eğer bunda derya türkan'ın emeği vardır; ister albümleriyle, ister başkalarıyla yaptıklarıyla , ister film-dizi müzikleriyle olsun.

    bunca emek ancak saygı dolu bir teşekkürle karşılanabilir. eline sağlık deriz genç ustaya, müteşekkiriz.
  • klasik kemence sanatcisi. kudsi erguner'le, ihsan ozgen'le ve incesaz grubunda calismisligi var.
  • soz konusu muzik ve muzisyenler olunca, bir insani tanimadan sevebilmek, sanki yillardir tanisiyormus gibi yakinlik hissetmek, ona hayranlik duyabilmek cok normalmis gibi geliyor bana. derya turkan da, iste boyle uzaktan, tum kalbimle sevdigim ve hayran oldugum bir abim. tam burada bu tanimadan sevmek mevzusunda bana ilk ilhami veren fotograftan bahsetmek isterim. incesaz iki/eylul sarkilari albumunun kartonetinden bir fotograf. yuksek kaliteli olmasa da bulabildigim bahsettim fotograf bu:

    http://www.google.com.tr/…fincesaz.html%3b300%3b273

    normal bir fotograf aslinda. ama benim bu fotografta gorduklerim gercek samimiyet ve gercek muzisyenlik/sanatkarlik oldu. albumu dinlerken bu fotografa uzun dakikalar bakmisimdir. bu fotograftaki insanlarin enstrumanlariyla olan iliskileri o kadar gercek ve gorunur ki, beni fazlasiyla etkilemistir. bu fotografin ve bana hissettirdiklerinin, klasik kemence calmaya baslama niyetime katkisi da coktur.

    benim klasik kemence hayranligim yeni turku ve albumlerinde klasik kemence karsisinda yazan isim olan cengiz onural ile basladi. daha sonra cengiz onural'i takip ederken incesaz gurubuyla ve orada klasik kemencenin yaninda yazan isim olan derya turkan ile tanistim. o zamana kadar klasik kemence ile ozdeslestirdigim cengiz onural'in yerine kemencede derya turkan'in ismini gormek, o gunlerde bana cok manidar gelmisti. nitekim gecenlerde izledigim bir videoda cengiz onural'in derya turkan hakkinda konusurken sectigi kelimeler benim o gunlerde dusunduklerimin aciklayicisi oldu. cengiz onural o soylesisinde derya turkan'in kemence icraciligindan ovguyle bahsediyor ve "ben derya'yi dinledikten sonra kemenceyi calmayi biraktim" ve hatta "bas ogrencilerinden biri ben olabilirim." diyordu. cengiz onural tabiki kemenceyi birakmadi ama bu sozleri hem mutevaziliginin hem de derya turkan'in vituozlugunun boyutunun onemli bir isareti oldu benim icin.

    simdi ben de kemence ogrenmeye basladim. bunu en az 15 yil once yapabilirdim, yapmaliydim. basladiktan sonra insan neden daha once yapmamisim bu isi diye hayiflaniyor. ama hic baslamamis olmaktan da iyidir. simdi isin icine girince derya turkan'in ne kadar buyuk bir sanatci oldugunu daha iyi gorebiliyorum. enstrumaniyla bu kadar butunlesebilmis yasayan baska bir klasik kemence sanatcisi yoktur saniyorum. klasik kemece gibi bir enstrumani cocuk yasta calmaya baslayip, bu seviyede calabilir hale gelmek icin kac yilini ve kac saatini harcadigini dusundukce hem kendi yolculugum hakkinda umutsuzluga kapiliyorum hem de bir yandan onun enstrumanindan cikan seslere yakin bir takim sesler cikarabilmek icin motive oluyorum.

    insallah en kisa zamanda kendisiyle tanismak kismet olur. kimbilir belki hem onun kemencesini dinler hem benimkinden cikan sesleri dinletebilirim.
  • ibrahim kalın ile münasebeti ile mide bulandırmıştır.
  • tamamen tahmini olarak söyleyebilirim ki eşine * en güzel hediyeyi vermiş insandır. http://www.youtube.com/…v=2b-4zrlyavk&feature=share
    erkan oğur ve vincent segal ile birlikte yaptıkları müziği günlerdir dinlememe sebep olsunlar. canları sağ olsunlar.
  • topu topu üç telden bir dünya dolusu gözyaşı aktaran, kemençeyi de dinleyenini de ağlatan adam. kendisi nasıl da kendinden geçerek çalıyor, bir de karşısındakine sorsa...

    muhteşem elleri olan adam. muhteşem. akustiği düzgün bir mekanda ve gözler kapalı dinlenmeli. bambaşka.
hesabın var mı? giriş yap