9 entry daha
  • genç cazseverlerin hubbard'ı hard bop tarihinin, hatta durunuz: caz tarihinin en iyi trompetçilerinden biri olarak bilmektense -medyatik süreçlerin de etkisiyle- herbie hancock'ın meşhur cantaloupe island'ındaki sideman yahut yetmişler sonrası "sağlam funkçı" olarak bilmeleri ben incitiyor. özellikle wynton marsalis döneminin ardından, cazın popülist etkiye bir parça daha boyun eğmesiyle birlikte işlerin git gide seksenlerde progressive rock'a yapılan gibi kişiliksizleştirilme yolunda ilerlediği gerçeğini göz ardı edemeyiz. bu nedenle first light ya da sky dive ve sonrasındaki işleri ile anmak üstada haksızlık olacaktır.

    tekniğinin kusursuzluğu dillere destandır hubbard'ın. bunu anlamak için cantaloupe island'ın iki öncesine; empyrean isles'ın açılış parçası one finger snap'e gidebilirsiniz. kimseciklerin desteği olmadan soloyla, gözükaralığın virtüöziteyi kucakladığı; samimi ama modal cazın yeni yayılan büyüsünü cool'dan edindiğini vurgularcasına buz gibi çalar. akor progresyonudur, şudur budur onları yazmaya üşeniyorum inanın; önce hancock, ardından carter'ın* ortadan kaybolduğu parçada adeta tek başına çalması ve ardından confluence olayının ne olduğu hususunda dörtlünün bize ders vermesi yabana atılır değildir. öte yandan, hemen bir yıl sonra yine hancock'ın maiden voyage'ının vurucu eserlerinden the eye of the hurricane'de george coleman'ın yanında öyle numaralar denemiştir ki, bernstein'a göre hancock o kayıttan sonra miles davis'e "böyle çal" demiş, ardından paparayı yemiş ve -miles davis'in meşhur post-bop şaheseri- esp'nin çıkışı aksamıştır.

    tümü bir yana, bir insan ilk albümünde ve henüz yirmi ikisinde ne kadar iyi olabilir diyorsanız; sizi şöyle alalım: all or nothing at all sevgiyle kalınız.
5 entry daha
hesabın var mı? giriş yap