92 entry daha
  • carlito, gail'in evinin kapısındadır. kapı yarım aralıktır fakat emniyet zinciri takılı olduğundan carlito içeriye giremez. kadrajda emniyet zinciri, kapının aralığı ve carlito'nun o çaresiz yüzü vardır. içeride gail, ayna karşısında bir süre kendisini izler. carlito da onu.

    bir süre sonra gail aynanın önünden ayrılıp hafiften soyunmaya başlayarak içeri doğru yavaş yavaş ilerler. bu sırada carlito, adeta aç ve dermansız bir mahkûm gibi kapının aralığından içeri kolunu uzatıp gail'i yakalamaya çalışır. nafile, gail çok uzaktadır. kafesten çıkmış tutsak dışarıda da halen arzusuna uzanamayan bir mahkûmdur. carlito, artık gail'in sadece aynadaki yansımasını görebilmektedir. işte bu noktada baktığının gail mi yoksa carlito'nun hayali mi olduğu ayırt edilemez. iyi olmak için çırpınıp duran fakat sürekli aldatılan bu adam yanında kendisini farklı biri gibi hissetmesini sağlayan tek şeyi, ulaşmak istediği tek arzuyu ve daha beteri gerçeği de ellerinden kaçırmış, soyunan bir kadın yansımasını izleyen bir röntgenciye dönüşmüştür.

    işte bu sahnede canım çok yanar.

    sonrasında carlito kapıyı kırar ve içeri girip ona "charlie" diye seslenen tek insan olan gail'i kollarına alır, öper, sevişirler falan filan.

    bize gelirsek, internette, o kapı aralığından (monitörden) silüete dönüşmüş arzularımızı izleyen röntgencileriz sadece deyip monitöre kafayı gömüyorum.
122 entry daha
hesabın var mı? giriş yap