10 entry daha
  • avuçların hala cam kırıkları doluyken, bir başka kalbe onu incitmeden dokunamazsın... kendi acındır aslında en çok hissettiğin... karşındakini sevebilmekten çok yapabildiğin; yanındayken, karmaşık duygu kalabalığının içinde yalnızlığını yok edivermesini sevmektir... ve yanlış zamanda kesişmiştir yollar; belki yaralar biraz sarılsa, acılar yürekte biriktirilen sonbahar yapraklarının altına itilebilmiş olsa; her şey bambaşka olabilir, kırılacakmış gibi dokunulabilir sevgiye, sevgiliye yeniden...
    ama özen: hissedilen acıların ardına gizlenmiş bir sis bulutudur böyle zamanlarda; eksikliği buz gibi sabahlarda göz kenarlarına düşmüş çiğ tanelerinden hissedilen... ve hüzündür hepsinin sonunda elde avuçta kalan... yüzlerce, binlerce kilometre öteye ulaşabilen, bir sonbaharın ilk günlerinde, sessiz hediye... alan aldığına, gönderen yolladığına bin pişman...

    ve tabii tüm bunlar kime göre neye göre sorusunun dışında kalan dürüstlük üstün özelliğini bünyesine katabilmiş insanlar için geçerlidir... yoksa sırça köşke üzerine bilhassa ağır metalden zırhlar giyip gelen kötü niyetliler her zaman mevcuttur...
36 entry daha
hesabın var mı? giriş yap