24 entry daha
  • aziz pavlus, belki de ikinci tapınak dönemi ve roma hükümdarlığı altındaki yahudi dünyasında bir mezhep olarak kalması gereken isa müritlerinin inancını hristiyanlık adlı dine dönüştüren kişidir. yani başımıza yeni bir dini musallat eden insandır.

    isa'nın kardeşlerinden biri olarak anılan adil yakup* (tabii bu kardeşlik, meryem'in bakireliğine ters düştüğü için sonraları ahbaplık anlamında kardeşlik olarak tanımlanmıştır kilise tarafından), kudüs'te isa'nın müritlerini yahudilik içinde örgütlerken, müritler eski ahit kanununa uymaya devam etmekle yükümlülerdi. buna göre sünnet olmalı, tanrı'nın ismini boş yere anmamalı, kurban adamalı ve hayvan etini usulüne göre yemelilerdi. isa'nın sözünü inanmayanlara da yayan aziz pavlus, spesifik olan yahudi kurallarını o topluluklara kabul ettiremeyeceği için bu kanunların sadece yahudilere uygulandığını, isa'ya ve tanrı'ya inanan diğer toplulukların bu kurallara bağlı olmadıklarını savunuyordu.

    düşünülenin aksine sünnetten başlaması sadece insanların pipisini düşünmesinden değil, sünnetin roma döneminde yahudiler dışında yasaklanmış olmasına başlıydı. yani burada da inanç, dış faktörlere bağlı olarak gelişti. aynı şekilde yahudilerin diğer topluluklarla olan ilişkilerinde günaha girmemeleri için muhataplarının minimal şartları yerine getirme zorunluluğu, adil yakup'un da canını sıkıyordu: yahudi asıllı isa müritleri ile pagan müritleri bir araya geldiklerinde yahudilerin istekleri karşılanabilecek miydi?

    bu yüzden aziz pavlus ile adil yakup arasında yoğun yazışma hatta tartışmalar yaşanmış, orta yol bulunması için kudüs toplantısı (council of jerusalem) düzenlenmiş. burada pavlus, pagan müritlere asgari yasaklar getirilmesini kabul etmiştir: buna göre onlar da adak olarak sundukları hayvan etlerinden ve kanından uzak duracak, yasak ilişkiye girmeyeceklerdi. buna karşılık yakup'un yahudi asıllı müritleri, bu asgari şartları dolduran pagan müritlerle aynı ortama girebilecekti, muhataplarında sünnet şartı aranmayacaktı.

    romalılar, 68 yılında tapınağı yerle bir edip yahudileri sürmeselerdi, aziz pavlus'un öğretisi adil yakup'unkine üstünlük sağlayabilir miydi? yoksa hristiyanlık, o dönem bolca mezhebe ayrılmış yahudiliğin bir kolu olarak mı devam ederdi?

    bu soruların cevapsız kalması bile aziz pavlus'un neden diğer havarilerden daha çok itibar gördüğünü açıklıyor. aziz pavlus, bir bakıma hıristiyanlığı katolikleştiren (kelime kökeni itibariyle evrenselleştiren) kişidir. isa peygamber inanca ön ayak olduysa, dini inşa eden kendisidir. rivayete göre kendisi heretik inançlar yaydığı sebebiyle kudüs'te idam edildiği sırada adil yakup, adil sıfatına yakışmayacak biçimde pek oralı olmamış. nihayetinde yakup'un kendisi de yahudi oligarşi (sadukiler) tarafından romalılara ispiyonlandığında aynı hazin sonu yaşamıştır. ne var ki sadukiler, yakup'un ne denli popüler olduğunu ölçememiş, romalılara hizmet ettiklerini zannederken yakup'un ölümüne sebep olmakla yahudi vilayetinin toptan ayaklanmasına ve dolayısıyla kendi sonlarına da sebep olmuşlardır.

    sonuç olarak pavlus, kendisinden 3 asır sonra doktrini pekiştirecek augustinus ile birlikte hristiyanlığın en önemli iki isminden biri olarak anılırken, kilise doktrini adil yakup'u her zaman arka planda tutmuştur.
62 entry daha
hesabın var mı? giriş yap