3 entry daha
  • memetics dawkins'in icadıdır, kurgusudur. ne oldugunu anlayabilmek için kendisinin genetik hakkındaki fikirlerini bilmek gerekir.

    evrim ile ilgili en büyük sorulardan biri canlılığın nasıl başladığı.konuyla ilgili çeşitli fikirler öne sürülmüş; meşhur azot, metan, hidrojen karışımı içerisinde elektrik arkları oluşturma, ultraviyole ışınlarla bombardıman etme ve organik kimyasallar sentezleme gibi. bu fikirlerden biri de clarins-smith hipotezi denilen ve dna, rna gibi karmaşık moleküllerin silisyum bazlı basit, inorganik kristaller tarafından türetildiğini öne süren bir görüş. buna görüşe göre slikat kristalleri minik akarsular içerisinde oluşuyorlar, suyun birikmesine ve içerisinde yeni kristaller oluşmasına neden oluyorlar daha sonra da sular çekilince tozlaşıp rüzgarlarla sağa sola, başka su kaynaklarına dağılıyorlardu. kristal örgülerindeki olası düzensizlik ve hatalar da kendileri ile taşınıyor, böylece moleküller kendilerini kopyalama imkanı buluyorlardı. bu kopyalamalar esnasında meydana gelecek kimi değişimler (mutasyon) yapının kimi fiziksel özelliklerinin değişmesine, kendini kopyalama hızı, su biriktirme kabiliyeti gibi niteliklerinin farklılaşmasına yolaçıyordu. böylece aynı su kaynakları için mücadele eden ve fiziksel özellikleri mücadelenin sonucunda etkili bir kaç tür ve nesil kristal meydana geldi. bu kristaller bir yandan kendilerine özgü bir doğal seçilimden geçerek yeteneklerini arttırıyorlar bir yandan da kimi rastlantılar sonucu bir çeşit katalizör gibi organik moleküllerin kendileri üzerlerinde sentezlenmesine olanak sağlıyorlardı. işte, bu modele göre dna, rna gibi karmaşık moleküller ilk kez bahsi geçen silikatların temelleri üzerinde, onların kopyalama mücadelelerinde bir silah olarak kullanılmak için sentezlendi.

    sonra işler değişti, silikatlar kendi silahlarına yenildiler ve hakimiyeti, üstün yeteneklere sahip organik moleküllere bırakmak durumunda kaldılar. beş yüz milyon yıl kadar sürdüğü tahmin edilen silisyum bazlı inorganik kristal hakimiyeti dört milyar yıllığına karbon bazlı organik moleküllere geçti.

    bugün dna gibi organik moleküller için de benzeri bir durumun söz konusu oldugu söylenebilir. dna da aynı onu meydana getiren inorganik kristal ataları gibi hayatta kalma mücadelesini bir silah olarak ürettiği ve kendini kopyalamada çok daha başarılı olan bilgi parçacıklarına, memlere (ingilizce gene türkçe gen ise, ingilizce meme kelimesi de türkçe mem olmalı sanki) karşı kaybedip, evrimin ilerlemesini ona terkedebilir.
26 entry daha
hesabın var mı? giriş yap