8 entry daha
  • hülya koçyiğit bir röportajında; "-gülşah çok aklı başında bir kızdı, erken yaşta evlendi, ona hiç müdahale etmedik" demişti. filmlerinden izliyorum da 8-9 yaşındaki hâlini, o tavırları birçok genç kıza taş çıkartır da yutturur o taşları tek tek.

    filiz evre yaşamda, çocukluğumda; -gülşah gibi bi kız arkadaşım olsa ya benim, oynoynosak, fşuuuuğr geçen uçaklara dalsak, aynı ağacın altından aynı elmaya uzansak sonra nanik yapsak atışsak? barışsak? derdim.
    kıvır kıvır saçları beyaz kurdela ile süslemiş ince boyun pembe topuklu, bilekten bağlı kırmızı ayakkapta itinayla dizili parmakların seyrine doyamadığın bu kız büyüse, salındı mı yine kuğu gibi zarif, savruldu mu ruhu rüzgara karışan biri olur muydu acep? olmayabilirdi. ama asla rol yapmayacak, komplekslerini güzelliğiyle örtmeye çalışmayacak, sadeliğin içinde farkedilir olabilmeyi başaracak biri kesinkez olurdu derdim. bunu böyle demezdim ama böyle düşünebilirdim. çocuklar, büyüklerden daha uzun cümlelerle düşünebiliyordu. gülşah olgundu, o küçük anneydi zaten. ama çocuktu da. bu kız güzel, konuşkan, dilbaz, akıllı, halden anlar diye gözlemci disipliniyle izlerdim. şimdi, belki, öyle bir kızım olur mu acaba? diyorum izlerken. ben büyüyorum, düşünceler değişiyor gülşah hep aynı kalıyor. gülşah orda, o hep orda, saklı zamanda.
4 entry daha
hesabın var mı? giriş yap