6 entry daha
  • max ernst liseden sonra 1910 yılında bonn’da felsefe bilimleri okumaya başlamış, aynı zamanda akıl hastalarının yaptığı işleri incelemiştir. alman romantik yazarlarının yapıtlarını okumuş ve sonunda resim yapmaya karar vermiştir. savaşla birlikte orduya alınarak resim yapmaya devam etmiştir. savaştan sonra (1920 sonrası) dadaizm’e yönelmiştir; zira geleneksel sanatın anlamsız olduğunu düşünmektedir. 1922’de litterature (yazın)dergisi’nde çalışmaya başlayarak gerçeküstücülerle tanışmıştır. bu dönemde fotoğraf ve kolajla ilgilenmiş, gerçeküstücülük’ten etkilenerek eserlerinde mitolojik ve tarihi konulara yer vermiştir. andré breton ve arkadaşları ile birlikte hipnotizma uykuları düzenlemiş, “sesli düşünme” ve “otomatik yazı” denen düşünce yazısı üzerine araştırmalar ve deneyler yapmış, freud’un yapıtlarını incelemiştir.
    1930'dan itibaren resimlerinde “loplop” (kuşa benzeyen bir yaratık) görülmeye başladı. bu yaratık ernst’ü simgeliyordu.1935 –1941 yılları arasındaki eserlerinde konu olarak doğayı seçti. 1941’de siyasi olaylar yüzünden a.b.d.’ye sığınmak zorunda kaldı. burada dekalkomani tekniğini geliştirdi.(islak yağlıboyanın fırçayla kanvasa sürülmeyip, bir cam levhayla yapılacak resmin fonuna bastırılması)
    1942 –1944 yılları arasında dripping(damlatma)tekniğini denedi.
    1947’de çeşitli parçaları biraraya getirerek heykeller yaptı.
    1948’de amerikan uyruğuna geçti ve bu tarihten sonra peyzajlara yöneldi.
    1954’te venedik bienal’i ödülünü aldı.
    1959’da fransız milli büyük sanat ödülünü aldı.

    max ernst resimlerinde düşsel objelere ve bilinçaltının çağrışımlarına yer vermiştir. dadaizm’den de etkilenmiş ve kitlelerin görmeye alıştığı herşeyi, onlara yabancılaştırarak yeniden sunmuştur. geleneksel olana yapıtlarıyla karşı çıkmıştır. savaşı kınamış, yaşamın gülünç yanlarını ortaya çıkarmıştır. ernst bunu dinginlikle, figürlerindeki durağanlıkla ve umutsuz ifadelerle vermiştir.
26 entry daha
hesabın var mı? giriş yap