8 entry daha
  • humbug'dan buçuk yıldız daha üstün (humbug neydi öyle allahını seversen ya... bu adamlar benim yaşıtım mı 30larında mı belli değil) amma velakin ilk iki albümden tabii ki koca birer yıldız daha aşağıda bir albüm. humbug'da yaşadığım hayal kırıklığını bir kez daha yaşamadım en azından bunu dinlerken. bir de şarkı ismi için bu kadar manyakça isimler bulmak zorundalar mı onu merak ediyorum: "iskemlene oturma çünkü az önce çektim*" ne demek yani... "tuvalete s*çtım, sifonu çeksene" diye bir şarkı yapsalar şaşırmayacağım. zira yaratıcılıkta sınırları yok (şaka bir yana bayağı yaratıcılar isim konusunda).

    şunu da eklemeden edemeyeceğim: anladık dance punk yapmak istemiyorsunuz da bu garage denilen rock türüne de ne kadar katlanabilirim bilmiyorum sevgili maymunlar. sizi fake tales of san francisco ile sevdim, do me a favour ile devam ettim. amma velakin cornerstone ile falan hiç aynı tadı alamadım. sırf sözleri için şarkıları dinleyebiliriz elbette ama müzik dinlemekteki amaç bu değil ki... ben o dalgacı havanızı sevmiştim. neyse bu ağlak cümlelerime de burada son vererek şunu diyorum: bu albümü dinleyeceğime açar miles kane'in yeni albümü colour of the trap'i dinlerim. en azından onun çizgisi belli.

    10 ay sonra gelen edit: işbu entry'i girerken o zamanlar arctic monkeys çizgisini değiştirdiği için çok mutlu olmadığımı belirtmem gerekiyor. şu anda ise o zamanki ile aynı duygulara sahip değilim. çünkü ben değiştim, zaman geçti, sevmeye başladım, alışmaya başladım.

    her grubun/müzisyenin icra ettiği müzikte kendine illa bir eşik belirlediğini biliyoruz. ağzımıza bir parmak bal çalıp sonra garip garip şarkılar yaptıklarını da biliyoruz. humbug bence maymunların geçiş albümüydü. yani onların eşiği humbug'dı. suck it and see ise artık "biz yaptık, tarzımızı değiştirdik" diye bağıran maymunların albümü. şimdi ben bunları neden yazma gereği duydum? geçen günlerde çıkardıkları "r u mine" isimli single'ları yüzünden. çıktığı zaman şöyle bir üstünkörü dinlediğim suck it and see'yi yeniden dinlemeye başladım, bu yüzden. humbug'ı da sevmiyor değilim, sadece isyankâr gençlerin bir anda "çoğromantih" olarak adlandırabileceğim şarkılar yapmaları garip gelmişti. sonuçta "do me a favour and break my nose" diye çemkiren, sevgilisinden ayrılan alex, bu sefer "she was close, and she held me very tightly till i asked awfully politely, please can i call you her name" diyen melankolinin dibine vurmuş alex'e "dönüşmüştü". ben arctic monkeys ile yatıp kalkan sırf onları dinleyen bir hayran değilim ama müziklerinin beni etkilediği de yadsınamaz bir gerçek. tek beni etkilediğini de zannetmiyorum çünkü çok sayıda insan onların günümüzün genç "beatle"ları olduklarını düşünüyor/görüyor.
33 entry daha
hesabın var mı? giriş yap