7 entry daha
  • mark watson eseri.. türkçeye on bir diye çevrilmiştir.

    kitaba gelirsek de arka sayfadan ocelikle bir copy paste yapalım;

    "gece geç saatlerde sunduğu radyo programını arayıp umutlarını, korkularını ve pişmanlıklarını paylaşan uykusuz londralılar onu xavier ireland olarak tanıyor. hiçbiri onun sevdiği her şeyi terkedip -gerçi önce sevdiği her şey onu terketti- yeniden başlamak için londra'ya geldiğini bilmiyor. bir daha kaybetmemek için başkalarını kendi hayatının parçası yapacak her türlü yakınlaşmadan uzak bir hayat yaşıyor artık. ta ki o hayatın tam ortasına pippa düşene dek. tuhaf bir şekilde hayatına sızan bu temizlikçi kız onun silmeye çalıştığı geçmişiyle yüzleşmesine, hiç ummadığı yerlerde teselli ve huzur bulmasına yardımcı oluyor. keşke biraz daha erken karşılaşsalardı... xavier’nin o karlı günde yaptığı ve yapar yapmaz içini kemirmeye başlayan bir seçim, hiç tanımadığı on bir hayatı çoktan bambaşka yollara saptırmıştı."

    şimdi de duygu ve düşüncelerimize gelelim;

    yukarıdaki copy paste den de anlaşılacağı üzere xavier bir seçim yapıyor. seçim deyince gözünüzde büyümesin.. yani bir seytanın avukatı filmindeki gibi bir secim soz konusu degil.. belki her gün basımıza gelen bir hadise, bir seyi gormezlige gelmek gibi, mudahale etmemek gibi ne bileyim bir dilenciye para vermemek gibi.. kücük bir sey.. ve kucuk bir sey sonucu degisen 11 hayat anlatılıyor.
    ancak asıl olay bu degisen 11 hayat degil.. bu 11 hayatın yanı sıra xavier 'in yasadı hayat ile birlikte geçmişi de anlatılıyor.. kronolojik sıra süper.. neredeyse 3 farklı hikaye okuyorsunuz.

    ve okurken; aslında xavier 'in şimdiki yaşantısı ile geçmişinin anlatılması yeterli hatta olağanüstü deyip; değişen 11 hayata değinmeye gerek yok diye düşünüyorsunuz. ta ki kitabın sonuna kadar..
22 entry daha
hesabın var mı? giriş yap