2 entry daha
  • bergman ve özellikle de tarkovsky'yi müjdeleyen filmdir kanımca. sadece filmin işlenişi açısından değil, ele aldığı konu itibariyle de pek çok ortaklık mevcut. filmin sonu daha çok tarkovsky'den yana meylediyor gibi, ama zaten inançlı bir katolik olan bresson'dan da farklı bir tezi savunmasını bekleyemeyiz. zamanında fransız yeni dalgası da bu filmden pek etkilenmiştir. andre bazin'in film üzerine yazdığı uzun bir yazısı türkçeye de çevrilmişti. bazin, yanılmıyorsam papazla kontesin konuştuğu sahneyi çok övmüştü.

    film, bu kadar büyük bir etki bırakmasına rağmen, alışılmadık tarzı yavaş temposuyla pek seyirci toplayamadı, bu yüzden de bresson altı yıl boyunca yeni filmini finanse edecek bir yapımcı aradı durdu.

    öte yandan filmin bizim yeşilçama da ışık tuttuğu söylenebilir. konusu itibariyle değil tabii, ama oyunculuk olarak, her ne kadar papaz rolündeki claude laydu sinema tarihine geçecek bir oyunculuk çıkarmış olsa da, diyaloglar son derece kitabi ve gerçeklikten uzak. bresson'un daha sonra iyice geliştireceği kısa cümlelerden ibaret bu diyaloglar, çoğu zaman ne dediğini tam kavrayamamanız bir yana, çok da iğreti duruyor. neyse ki "bu cümleler daha uzun olsa nasıl olurdu" derdinden yeşilçam senaristeri bizi kurtardı.
24 entry daha
hesabın var mı? giriş yap