9 entry daha
  • ingiliz dj mag dergisinin top 100 clubs 2009 listesinin tepesinde yer alan gece klübü. efendim bunu öğrendikten sonra hazır berline de gelmişken bir bakalım neymiş şu berghain dedik. öncelikle internette yorumlar, değerlendirmeler okundu ve ordan çıkan genel kanı şuydu: "içeri girmek zor, daha doğrusu kapıdaki bouncerların kafasına bağlı, bir standart yok, istediğini alır istemediğini almaz, ingilizce konuşanları sevmez" şeklinde türlü türlü yorum vardı. kapı politikası hakkında bir fikir edindikten sonra klübün kendisine gelelim. yorumlarda alt katlarda, karanlık köşelerde birbirini ağzından öpen erkekler olduğu hakkında fazlasıyla bahsedilmişti. onun dışında gece 12'de başlayan partinin ertesi gün öğleden sonra 3'e kadar devam ettiğini iddia edenler bile vardı. hatta yorumculardan bir tanesi en büyük zevkinin pazar kahvaltısından sonra berghain'e eğlenmeye gitmek olduğunu bile yazmıştı *. neyse dedik, djmag'e olan güvenimizle bir cumartesi akşamı yolara düştük. s-bahn'a atlayıp ostbahnhof durağında indik. aradan dereden karanlık sokaklardan geçtikten sonra eski trafo binası olduğu söylenen mekanın önüne geldik. saat 23:45 sularıydı ve önümüzde kızlı erkekli yaklaşıl yirmi kişi vardı. gözüme ilk çarpan kimsenin şıkır şıkır giyinmemiş olmasaydı. 00:10 gibi demir kapı açıldı ve önce yüzü gözü dövmelerle piercinglerle kaplı zebellah gibi bir adam belirdi (http://www.youtube.com/watch?v=vjle26e-lsg). peşinden bir bouncer daha çıktı ama bu normal insana benziyordu. on dakika sonra ince ince milleti içeri almaya, pardon almamaya başladılar. bizim önümüzde 20-25 kişi falan vardı ve sadece iki tane erkek girebildi. "sizi iki sap almamışlardır" diyenleri duyar gibiyim ama mevzu o değil işte. 5 kişilik bir kız grubu vardı mesela onları da almadılar. tam çözemedim ama galiba böyle üstün saçın başın normalse pek şansın yok gibi. diğerlerinden farklı olup öne çıkanları alıyorlar gibi geldi. her neyse, sıra bize geldiğinde resmen heyecan yaptım ne olacak diye. adam almanca bir şeyler söyledi eliyle bekleme yapma devam et dercesine bir hareket yaptı. kuzenim almanca bir şeyler söyledikten sonra adam gayet tok bir sesle ve üstüne basa basa "i say you don't get in" dedi. bizde kuyruktaki bir çok insan gibi kıçımıza baka baka tren istasyonuna geri döndük. bir daha berlin'e gidersem tekrar gitmek istediğim gece klubü.
154 entry daha
hesabın var mı? giriş yap