5 entry daha
  • i.
    geçen gün kahvede otururken felsefecilerin zihin felsefesinin psikolojiden farklı olduğunu iddia ettiğini öğrendim. diyorlar ki, “görebildiğimiz kadarıyla zihnin birbirinden ayrıştırılabilir yetileri ve işlevleri var ve psikoloji bunların ne olduğuna,” ve her ne demekse artık, “bunların doğasına bakmaz.” bu işlevlerin olanaklılığının koşullarını da aramazmış. muhtemelen de arayan felsefecileri de artizlik yapıyor olmakla suçlarmış. bu meseleler zihin felsefesinin domeyniymiş falan.

    peki o yapıyor oldukları şeyi nasıl yapıyorlarmış? ilk önce, bilgi nesnesi neymiş, onu bir adını koyalımmış: zihnin yeti ve işlevleri diyorlar. elçiye şey olmaz, ben duyduğumu yazayım da. bunların doğasını bilecek olan ne? yine zihin. zihin nasıl bilecek? yeti ve işlevlerini kullanarak. işte bunlardan bazıları diyor ki zihin felsefesinin en temel problemi buymuş: bilmeye çalıştığın şeyi bilme sürecinde kullanıyor olmak. yahu nasıl olur diyorum, ışığın doğasını bilmeye çalışırken lambayı açmayayım mı yani? efendim neymiş, fark da “tam” buradaymış. zihin kendini bilirken, bilme yetilerini, başka bir nesneyi bilirmiş gibi, basitçe bilmek için birer araç olarak kullanamazmış. zihin kendine dışarıdan bakamazmış. bilme yetilerinin işlevi zaten bilme etkinliğinin kendisiymiş. e tamam, algı da, dolayısıyla görme de bir zihin işlevi değil mi? görmenin doğasını görmeden mi inceleyecektim? aslında öyle bir şeymiş, çünkü zaten gördüğüm şey görme değilmiş. görmeyi görmekle incelemek görmeyi görmek demekmiş, bunu da yapamazmışım. pek de bir şey anlamadım bundan. sonuç olarak, gördüğümü ve görmeyi görmezmişim lakin ki bilirmişim. ama kendileri de kabul ediyor ki bu bir kaçış değil. iş genel olarak bilmeye gelince çuvallıyorlar. bilmeyi nasıl bileceğiz? işte böylece zihin felsefesinin temel probleminden epistemolojinin (bilgi felsefesinin) temel problemine geçmiş oluyoruz. bilmenin ne demek olduğunu bilmeden bilmeyi nasıl bilebiliriz? kendini bilen bir bilme nasıl mümkün? bildiğini bilen bir zihin ne anlama geliyor? kısacası bilmeyi bilmeden önce zihni bilmeliymişiz görüşü saçmalıkmış. zihin felsefesinin işi bilmenin ölçütünü aramak değil nasıl düşündüğümüzü açıklamaya çalışmakmış. abi tamam ilginç falan da bunlar laf oyunları diyorum ben de. yani ne işime yarayacak bu sen bana onu bir söyle...

    ha bir de sonradan söyledi ipneler, bunları diyenler zaten azınlıkmış. diğerleri efendi gibi bırakmış işi bilim adamlarına, nöronlardan gelecek yanıtı bekliyorlarmış.
14 entry daha
hesabın var mı? giriş yap