6 entry daha
  • trainspotting izlediğim günden beri bir filmi seveceksem önce trainspotting'i düşünür, sonra filme karşı subjektif bir yargı geliştiririm. trainspotting'dek tadı yakaladığım an -ki genelde yakalayamam- o film harikadır benim için. işte imdb'nin namı diğer the misfortunates'inin bu bakımdan tadı tuzu bol benim için.

    yönetmen hem ders verir nitelikte bir film yapmış hem de eğlendirmiş izleyicisini. bir hikayeyi doğrudan anlatmak yerine yaratıcı bir kurguyla nasıl izleyici filmin çekilir öğrenilmeli bu filmi izleyen yönetmen adayları tarafından. öyle bir sonda bir başta flashback yapma gibi klişelere girmeden, lineer anlatımı da seçmeden kurgusal zekasını en üstte tutan bir yönetmen tarafından çekilmiş film. çocukluğu sorunlu geçen bir adamın büyüyüp birşeyler başarması gibi klişe bir konu ancak bu kadar güzel detaylandılırıp anlatılabilir.

    aslında kötü olarak düşünülmesi gereken karakterler izleyicinin algısında kötü bir algı bırakmıyor. iyi bir algı mı bırakıyor diye düşünürsek o da değil. he rbiri bildiğimiz insan işte. zaman zaman egosuna, hormonlarına yenik düşen zaman zaman mantığın peşinde koşan hayatı istedikleri seyirde yaşayan the stroples'lar ve onların yanında yetişen küçük bir velet. kapitalist dünyaya başkaldıran bu arkadaşlar, çevrelerindeki herkesin algısında öteki'ler. alkolün dibine vururken, sürekli spor da yapıyorlar. çıplak bisiklet sürüyorlar, sınırsız alkol alma yarışlarına giriyorlar. geceyi gündüz ediyorlar fakat filmin eğlenceli bu yanının arka planında hep dramatik öğeler var. çocuğun okul ve karşı cinsle ilgili sorunları sürekli hatırlatılıyor izleyiciye. her yönüyle bir bütünsellik taşıyor. bunun dışında sistem eleştirisi tabi ki yüksek seviyelerde aralara serpiştirilmiş. belçika'daki eğitim sistemi, suç sistemi, işsizlik, zenginin fakiri ezmesi repliklerde karşımıza çıkıyor.

    filmle ilgili tek eleştirebileceğim nokta, küçüklüğü bu kadar yakışıklı ve sempatik olan bir çocuğun büyük hali bu kadar çirkin ve itici mi olur. evrime inandım tekrar.

    festivallerde en iyi film ödülünü almayı sonuna kadar haketmiş kısacası. tekrar tekrar izlenesilerden bu öteki adamların filmi.
61 entry daha
hesabın var mı? giriş yap