16 entry daha
  • her kış kar yağarken, pencereden dışarı dalar ve çocukluğumu özlerim. o eski kışlardan aklımda babaannem, üstünde kestane kebabları yaptığı ve ıslak çoraplarımın kurutulduğu sobası ve birde zihnime kazınmış abdest suyunu ısıttığı güğümü kalmış... az önce sözlükte gezerken tesadüfen rastladım bu başlığa. geçmişe özlem dolu göz yaşlarımı silip kaldığım yerden devam edeyim.

    sobalı evde büyüyen çocuksanız, güğümü bilmeyeniniz yoktur. genelde bir damacana suyu alabilecek kadar büyük diye hatırlıyorum. belki de o zamanlar ben çok küçüktüm ama işte ortalama o ölçülerdeydi. dar boğazlı, kendinden kapaklı, ibrik gibi su dökme yeri bulunan, metal, soba veya açık ateş üstü su ısıtıcısı...

    bir resimle de örnek gösterelim: http://4.bp.blogspot.com/…dllmsjvvhc/s400/gugum.jpg

    ama bunun bizdeki adı hiç bir zaman güğüm değildi. o bizim için ıprık*tı. çünkü babaannemin dili öyle dönüyor, öyle söyleyebiliyordu.

    bir gün bu ıprık öğle namazına yakın bir gün evdeki ağlama sesleri ile birlikte çoğalmış, sobanın üstünde 3'erli 3'erli getirilip ısıtılır olmuştu. ufaktık dedik ya işte o zamanlar, anlamadık tabii en başlarda neler olup bittiğini.

    çok seneler sonra farkına vardım. o ıprıklar babaannem için son fazifelerini yerine getirmek için bir araya toplanmışlardı. onlar bile seviyorlardı onu. babaannemin cenaze namazı için gelen misafirlerin abdest sularını ısıtıyorlardı.

    hiç, bir nesneye ne kadar anlam yükleyebileceğinizi, onu ne kadar kutsal görebileceğinizi düşündünüz mü? işte o gün bugündür, benim için en kutsal su ısıtıcılarıdır ıprıklar!

    beni köyümün ıprıklarında yıkasınlar!
18 entry daha
hesabın var mı? giriş yap