8 entry daha
  • philip k dick'e saygıda kusur etmiş, şu mübarek gün 20 küsür sene evvel ölmüş gitmiş adamın arkasından atıp tutmuş olmak istemem lakin pek de bir şeye benzemeyen ve hatta biraz daha ileri giderek gayet acemice yazılmış olduğunu iddia edeceğim oldukça kötü bir romandır.

    gerçeklik kavramını sorgulaması ve ortaya koyduğu sanal dünyalar fikriyle yazıldığı zaman için gayet orjinal fikirler barındıran bir eser olmasına rağmen okuyucuya vermek istediği mesajlar romanın hikayesinin önüne geçmiş öne geçmekle de kalmayıp almış başını gitmiş resmen tur bindirmiştir. sonuç olarak da o dönem yazarın gözünde okuyucuya mesajını vermek için eğlenceli bir araçtan gayrı bir misyonu olmadığı anlaşılan hikayeye gerekli özen gösterilmediğinden ortaya böyle ayakları yere basmayan oldukça zayıf bir hikaye çıkmıştır malesef.

    özellikle sonlara doğru kitap öyle saçma bir hale geliyor ki ister istemez yazarın "roman falan hikaye ben aslında gerçekliği sorguluyorum ey okuyucu" dediğini duyar gibi oluyorsunuz. ya da ben pkd'nin özenip bezenip ortaya çıkara çıkara böyle bol defolu bir hikaye çıkardığına inanmak istemediğimden "zaten sallamamış hikayeyi direkt mesaja takılmış abim evet evet öyle olmuştur kesin canım" diye kendimi avutuyorum, bilmiyorum artık.

    esasen eserlerinin kronolojik sıralamasına şöyle bir göz atıldığında da yazarın yayınlanan ilk romanlarından biri olduğu görülecek o sebeple de bu kitabı yazarlığa ısınma çalışmalarından biri olarak kabul etmek daha doğru olacaktır*. zira şu sıralar okuduğum vulcanın çekici adlı romanı ilk kez bu kitaptan 3 yıl sonra 1960 yılında basılmış olup şu ana kadar ki performasıyla ayakları yere basan, hikayesi kale gibi sağlam, kendi içinde gayet tutarlı ve başarılı bir çalışma olarak görünmüştür gözüme.
117 entry daha
hesabın var mı? giriş yap