2 entry daha
  • "islam x"i diye ele alınan şeylerde çıkış noktası kur'an alınacaksa, farklı bir topolojinin konusu olarak da ele alınabilecek bir coğrafya olduğu ileri sürülebilir. kıssalarda geçen yecüc mecücün ardına hapsedildiği set*ya da taht-ı belkısın transferi* kur'an'daki coğrafyanın alıştığımız metrik uzay dışında ayrı bir topolojinin konusu olabileceği ihtimalini de taşıyor.

    bu noktada "islam x"i derken kastedilenin "müslüman x"i olduğunu kabul ederek devam edersek, yani konuyu "müslüman coğrafyası" olarak anlarsak tarihin farklı dönemlerinde birbirinden hayli uzak yerlerde yaşamış çok değişik kültürlerin etikisindeki müslümaların coğrafya bilinçlerinin "sabit" bir şekilde kısaca tanımlanmayacağını mutlaka hatırda tutmalıyız. yine de genel bir çerçeve çizmek gerekirse bu coğrafyayı anlamak için sadece haritalara bağlı, standartlaşmış metrik ölçekler dışında onu diğer sosyal disiplinlerle birlikte ele almak bence çok daha isabetli olabilir. bugün farklı bilim ve disiplinlerin referanslar verdiği ibn haldunun meşhur eseri mukaddime'nin, (bkz: #11591059) temelinde coğrafyayı konu alan bir eser olduğunu hatırlamakta fayda var. coğrafyayı ele alacak kitabın başındaki izahatın, onun anlaşılması için uygulanacak metodun tarih, tarih felsefesi, sosyoloji, iktisat gibi diğer bir çok farklı alana girip çıkması, hepsi ile bağlar kurup coğrafyayı bir düzlemden çok ağ yapıları olarak ortaya koyması çok çarpıcıdır. müslümanların gördüğü zirvelerden biri olan endülüs tecrübesinden beslenmiş büyük müellifi çıkış noktası almak islam coğrafyası'nı anlamak için çok yerinde bir tercihtir.

    islam tarihi boyunca ibn haldun'un her zaman etkili olmadığı, onun eserinin köşede kalmış bir çalışma olduğu söylenecek olursa, daha popüler, her zaman hatırda olmuş, referanslar verilmiş, gezgin eserlerini ele almak da uygun olabilir. ibn-i battuta, -her ne kadar kimilerince çok abarttığı söylense de- evliya çelebi seyahatnamelerinde gezip gördükleri coğrafyayı asla sadece tek biz düzlem olarak ele almamış, onu sosyal boyutlarıyla da hep tasvir etmişlerdir. islam coğrafyası için ilk elde öne sürülecek eserler olmasalar bile, müslüman dünyanın zihnindeki coğrafya bilincini bize aktarmaları bakımından zikredilmelerini burada uygun buldum.

    bahsedilen özelliklerin diğer medeniyetlerdeki coğrafya anlayışlarında da bulunduğu, vurgulananların ayırdedici olmadığı iddia edilirse, bu iddia çok yersiz sayılamaz. gerçekten interdisipliner coğrafya anlayışı islam dışı coğrafya anlayışlarında da yer bulmuş olabilir. ama müslümanların -genel- coğrafya bilinci dikkat çekici şekilde iki boyutlu olmaktan uzak kalan bir anlayışı işaret eder. meşhur seyahatnameler haritayı, onun etkiledikleri ve onu etkileyenlerden ayırmaksızın birlikte ele alır. bu üç boyutlu aktarım mesela meşhur marco polo'daki gibi masalsı, büyüleyici, fantastik tasvirden çok herşeyin birlikte göründüğü, ayrıca perspektifin önemini kaybettiği bir aktarımdır.

    mekana bağlı olarak tanımlayacağımız coğrafyada, müslümanların çizim tekniği minyatür bu noktada izah ve tarifimize çok yardımcı olabilir. görünen her varlık ve detayın standart tarif biçiminde bulunduğu, perspektif dikkate alınmaksızın tabiri caizse, "tanrısal" bir bakış açısıyla herşeyin eşit uzaklıkta çizildiği, kale, bina gibi yapılarda iç ve dış yüzeyin birlikte göründüğü bu teknik, müslümanın mekana bakışnı anlamamızda faydalı olabilir. işte mekana böylesine bakmış bir kültürün coğrafyaya bakışı da perspektifin etkilerinden kaçan, diğer taraftan konusunu etkileşimler ve ağ yapıları olarak gören bir bakıştır.
12 entry daha
hesabın var mı? giriş yap