90 entry daha
  • sezona bütün beklentilerin ötesinde, an itibariyle 10-3 ile başlayan takımım. açıkçası sezon öncesi kadro yapısı ve takım içi problemleri göz önünde bulundurarak playoff'un alt sıralarından birini ancak kapabileceğimizi ve ilk turda eleneceğimizi düşünüyordum. fakat işler şimdilik iyi gidiyor. 3 mağlubiyet ilk maçta evimizde washington'a, dışarıda ise spurs ve hornets'e karşı alındı. ama lakers, houston, utah, detroit, bucks, spurs gibi önemli takımlara karşı alınmış galibiyetler sevindirici, en azından fikstür yanılgısı olmadığını gösteriyor. josh howard'ın sadece 3 maç oynadığını da belirtmek lazım.

    sezon başlarken takımın insanların söylediğinin aksine hücum potansiyelinin oldukça düşük olduğunu, savunma potansiyeli konusunda da şüphelerim olduğunu söylüyordum. takım şu anda 101.2 sayı ortalamasıyla lig 11.'si ve izin verilen sayıda 95.2 ile 21. sırada. ortalama farkta ise +6 ile 5. hücum konusunda beklediğimden biraz daha iyi olduğunu söylemem gerekiyor. bireysel baktığımızda dirk'in üzerindeki yükün azalması beklenirken durumun hiç de öyle olmadığını görüyoruz. özellikle kritik maçlarda bu iyice ortaya çıkıyor. 99-92 kazanılan spurs maçında 29 şut kullanarak 41 sayı attı. jason kidd'in ilerleyen yaşıyla beraber zaten çok az olan skor katkısının neredeyse 0'a yaklaştığını görüyoruz. 10 sayı üstü ortalamaya sahip olan oyuncu sayısı 4. ama bir şekilde her maç birileri çıkıyor yardımcı olarak dirk'e.

    savunma konusunda ise beklediğimin çok çok ötesinde takım. mavericks benim hatırladığım hiçbir dönemde bir savunma takımı olmamıştı. çok atan çok yiyen bir takımdan -jason terry hariç- akıllı hücum etmeye çalışan, atarak değil savunarak kazanan bir takıma dönüştü. carlisle'ın özellikle istediği bir şeydi bu. yine maç başında sert savunmayı sağlamak için bazı maçlarda quinton ross ile başladığını görüyoruz. çoğu insan tarafından shawn marion'ın gelişiyle savunma potansiyelinin artması bekleniyordu, fakat ben tam tersine marion ve kidd'in ilerleyen yaşlarının etkisiyle artık o kadar iyi savunmacılar olmadıklarını söylüyordum. marion konusunda yanıldığımı söylemeliyim, çatır çatır savunuyor kendisi hala. ancak kidd konusunda hala aynı düşünüyorum, özellikle güçlü ve delici oyunculara karşı artık etkisiz kalıyor, ki olsun o kadar. örneğin, 95-90 kazandığımız detroit maçında, detroit'in 90 sayısının 55'ini rodney stuckey ve will bynum kaydetti. arkadan gelen jj barea da savunmasıyla bilinen bir oyuncu değil.

    genel olarak oyuncu performanslarını değerlendirecek olursak, jj barea ve jason kidd aslında hücumda birbirlerini tamamlayan bir pg ikilisi. jason kidd oynarken takımı oynatıyor, tempoyu ve kontrolü elde tutuyor, kidd yorulduğunda ve barea sahaya sürüldüğünde pg mevkiinden beklenen sayı katkısını ve anlık patlamaları gerçekleştirebiliyor.

    sg mevkiinde 6 maçta quinton ross'un, 6 maçta rodrigue beaubois'nın ve 1 maçta da howard'ın başladığını görüyoruz. ross ve beaubois başladığında genelde 8-9 dakika oynayıp kenara geliyorlar. beaubois'yı sonradan maç içinde de kullanıyor carlisle, gayet de iyi oynadığını düşünüyorum. josh howard ve marquis daniels'dan beri çaylaklardan 0 katkı alan bir takım taraftarı olarak, beaubois'nın beni heyecanlandırdığını söylemeliyim. jason terry bildiğimiz hıyar hala. 20 sayı atıyor, en az 10 şut kaçırarak. mantıksız şut tercihleri, zorlamalar, saçma hareketler hala devam ediyor. gel gör ki, dirk'in yanında illa ki bu adamın sayı potansiyeline ihtiyacımız var mevcut kadroda.

    marion 2 maç kaçırdı, ama howard'ın dönüşüne denk gelmesi sevindirici tabii. howard da rezalet senelerin ardından fena dönmüyor sanki, en azından biraz daha olgunlaşmış gördüm. ama marion-howard ikilisinin mutlaka daha fazla sayı bulması, takımın da onları hücumda daha fazla düşünmesi gerekiyor. ikisinin de 12.6 civarı ortalamaları var ki, bu onlardan beklenenden az.

    dirk nowitzki'nin özel hayatındaki problemleri çözüp muhteşem dönmesi çok sevindirici. sadece 107-114 kaybettiğimiz hornets maçında 4-15 ile 12 sayıda kaldı. drew gooden erick dampier'ın oynamadığı 4 maçta başladı, ve özellikle başlayıp 30+ süre aldığı maçlarda beklenenden çok iyi olduğunu söylemek lazım. cleveland kariyerinin ilk yıllarına döndü adeta. erick dampier bildiğimiz gibi. yaşlandı da zaten artık. kris humphries bazı maçlarda yetenekleri ölçüsünde iyi katkı verdi. tim thomas 2 maçtır döndü, rezalet yılların aksine hala faydalanılabileceğine dair bir umut var içimde.

    onun dışında james singleton hadi neyse de, matt carroll'ın herhangi bir sebepten 5 maçta da olsa süre alması saçmalık.

    takım ribaundlarda lig lideri. nowitzki, dampier, marion ve gooden'ın bu yükü eşit paylaştığını görüyoruz. kidd de doğası gereği 5.6 reb ortalamasını yakalamış durumda. asistlerde 8. yiz. jason kidd 9.1 ile sırtlamış durumda beklendiği gibi. bloklarda lig 3.süyüz, kaldı ki dallas ilk sıralardaki diğer takımlar kadar bloklarıyla tanınan uzunlara sahip değil.

    top kayıplarında 27. yiz. kidd gibi topun değerini çok iyi bilen bir guardla oynamanın etkisi. rakibi faule zorlamada 5. sıradayız. %79 ile faul attığımız düşünülecek olursa, ki burada da lig 4. süyüz, önemli bir durum. onun dışında yaptırılan faul - yapılan faul farkında lig lideriyiz. görünen o ki, hiçbir istatistikte kötü değiliz, çoğunda ligde ilk 5 içindeyiz, artık istatistik ne ifade ediyorsa.

    önümüzde bugün içeride oynayacağımız golden state maçından sonra 3 maçlık bir deplasman serisi var: houston, indiana ve cavs. buradan minimum 2 galibiyetle çıkmak kısa vadede daha güneşli günleri gösterecektir bize.

    böyle bir incelemeyi takımın gidişatını göstermek için yaptım, bu kadar uzun bir şeyi kim okur artık bilemiyorum. ama, copy paste değil alın teri...

    edit: an itibariyle rezil golden state'e yenilerek götümde patlattı bu yazıyı, helal olsun..
646 entry daha
hesabın var mı? giriş yap