7 entry daha
  • tam tamına sade bir film. filmdeki suskunluk sanki karşılıksız aşkın üçüncü kişisi olmuş. nadir sarıbacak, görkem yeltan harika oynamışlar. özellikle musa karakteri hayat bulmuş, o nasıl bir oyunculuktur ya. musa'ya hem bayıldım hem içimi burktu. o nasıl bir sevmektir , kahve yaparken elleri titrer, sürekli iç çeker, sevdigini görmek için tekrar tekrar aynı tabakları yıkar, ortaokul çocukları gibi sokakta bekler, tesadüf numarası yapar. bu anlatamama ama içten içe alev alıp kül olma hali tren sahnesinde beni bitirdi.

    kelimeler musa'nın ağzında büyüdü büyüdü ama bir türlü söyleyemedi. ah be musa ah diyorum sana.. bazen bir şeyler yarım kalmak için varoluyor, neden niçin diyemiyoruz, denmiyor çünkü..

    clara biraz eksik kalmış, sanki daha çok anlatılsaydı daha mı iyi olurdu.onun ne düşündügünü ne hissettigini anlayamıyoruz. belki de onu anlatan sahne sahaflardan aldıgı siyah beyaz fotografları fotograf albumune yerleştirmesiydi, olmayan şeylerin oldugunu hayal etmek mi? belki..
    filmi berbaber seyrettigim arkadasım filmi çok sessiz ve eksik buldu ama platonik bir aşk nasıl anlatılabilirdi ki başka ?

    seyretmek gerek..
151 entry daha
hesabın var mı? giriş yap