5 entry daha
  • cazın sonunu nasıl getirmeli? kişi bunu bilemez, çünkü bilmek istemez. bir çıkmaz sokağın sonuna vardığınızda ne yapardınız? bunda bir başarı ve tamamlanmışlık bulup o andan zevk almak yerine yere eğilip sessiz kalmayı tercih edebilirsiniz ya da kendinize başka bir yerde olduğunuzu fısıldar ve kendinizi buna inandırabilirsiniz, veya bir çıkış bulmak üzere adımlarınızı izleyerek geriye dönebilirsiniz, anılarınıza sığınabilirsiniz; kafanızı bir duvara vurabilir, olmadı iki duvara birden vurabilirsiniz; ayağa kalkıp zıplayarak kaçacağınızı düşleyebilir; işin olurunu buna gücü yeten bir başka olgu için feda ettiyseniz sonun çok daha çabuk gelmesi ve böylece gerçek bir son olmaması için dua edebilir ya da başarılı sonuçlar için çabalayabilirsiniz. ne olursa olsun chordlar ya da harmony -ne kadar dışlasanız da- yanınızda duruyor olacak.

    tüm bunların yanı sıra sonu kabullenmeyebilir ya da onunla karşılaşınca avazınız çıktığınca haykırabilirsiniz.

    işte albert ayler'ın cazın sonunu yaşayışı da böyledir. yalnızca çığlık atarak değil; anımsayarak, düşünerek, kafasını duvara vurarak ve her yöne doğru koşarak. (unutmadan, içten bir coşkuyla bunu hızlandırdığını belirtmek gerek)

    herkesten daha ateşli ve daha samimi bir şekilde arayışını sonuna dek götürür. yeni bir başlangıcın olanaklılığını taşımayan hiçbir sonun bulunmayışının bilinciyle, her sonun varoluşa daha da çok katkıda bulunduğunu düşünür. bu nedenle kafasını aşılması olanaksız bir sınıra değil, içinde sonun bulunabileceği ve yalnızca hayaletlerin* ilerleyebildiği nüfuslu şeytanlar*, büyücüler*, ruhlar* ve titreşimlerden oluşan kıpırtısız ve sonsuz bir yere doğru vurmaktadır. panikten çılgına dönmüş bir halde bunları etrafından kovalar. buna dayanabilmek için de ilahiler ve askeri marşlar çalmış, sarhoş melodiler ve hıçkırıklarla dolu aşk şarkıları mırıldanmıştır ayler. sonun kendi öksürüğü içinde boğulup gitmesi ve çığlığının içinde bulunduğu vakumu yırtarak yeni bir gerçek ortaya çıkması amacıyla tüm olguları birleştirmiştir.

    (entrynin bir kısmı için kaynak: mikan kzinak, destroyed music 1963/1980 - aykırı sesler, dost yayınları sf. 130-131)
14 entry daha
hesabın var mı? giriş yap