5 entry daha
  • yemek yemeye üşendiğim için aldırdığım bir iç organım. aldırdım rahatladım lan oh.
    akşam bira, kahvaltıdan önce iki kahve, poğaça, iki kahve daha, sayısız bardak çay, akşama doğru beş civarı zaten mütemadiyen içtiğin çaya beş çayı adını verip devam etmek, yine kahve, eşşek gibi su, hava kararınca yine bira. işte hayat! yemişim nutellasını orgazmik yiyeceğini. yemişim derken*
    zaten kokoreçsiz kokoreç, sosizsiz sosisli, paçasız paça seven bir insandım. artık onları da yemiyorum.
    bi çorba içeyim diyorum, geliyor önüme koca tabak işte üstü kaşarlı falan güzel bir domates çorbası diyelim, abi nasıl üşenmezsin o tabağın içine yedibin defa kaşığı götür, geri getir ağzına koy iç yut falan, offf. bir de bunu günde üç beş kere yapmak var.
    hap olsa her şey, lup lup yutsam geçsem. sadece rakı içeceğimde dört başı mamur bir sofra kursam, aileme pazar kahvaltısı hazırlarken yumurtalı ekmek yapsam, zaten hayatı olduğu gibi erteleyip duruyoruz keyif aldığımız anlardan bir diğer keyif anına kadar.

    -şair burada ne demek istediğini anlatamamış bence,
    -yımırtalı ekmek, rakı sofrası falan, seviyor gibi de bir yandan yemek yemeyi,
    -yazık lan.
    -vitaminsizlikten abi.
36 entry daha
hesabın var mı? giriş yap