zor günlerden geçenlerin bildiği en iyi şey

• debeye giren bu entryden geldim. böyle zehirli yazılar görünce dayanamıyorum. insanlar kötüymüş o yüzden kimseye güvenmeyecekmişiz, kendimizi güçlü kılmalıymışız falan bir sürü zırva. önce işin eğlenceli kısmına bakıp debeye giren yazıyı parantez içlerinde inceleyelim:
  
  "- seninle ağlayan insanlar içten içe sana bakıp kendi hallerine şükretmek için derdini dinlediler."
  
  (kötü bir olay yaşamışsınız ve bazı insanlar sizinle birlikte üzülmüş/ağlamış. ancak bu insanların aslında ağlama sebebi şükretmek içinmiş. bir insan neden şükretmek için ağlar, ağlamadan size hiç bulaşmadan neden şükretmekle yetinmez merak edilmemiş. örnek verelim. araba kazası geçirdiniz, aracınız pert oldu. yakın arkadaşlarınız, akrabalarınız falan çok üzüldüklerini söylediler. hatta yarım ağız, bir şey lazım mı dediler. bunların hepsi aslında size üzülmüyorlar, kendi başlarına gelmediği için bir çeşit mutluluk duyup şükrediyorlarmış. diyelim ki hepsi doğru. bu neden insanların kötülüğüne yoruluyor. sen de aynı şeyi yapacaksın belli ki. yok sen bu durumda aynı şeyi yapmayıp gerçekten üzülecek ve bundan dolayı şükretmeyeceksen o zaman toplumda senin gibilerin de olduğunu var sayıyorsun eğer tek başına bir iyilik meleği olduğunu düşünmüyorsan. e bu durumda demek iyiler de kötüler de var. o zaman niye bütün insanların kötü olduğunu varsaymak bir yana bunu bütün evrene duyurmaya çalışıyorsun. amacın ne? peygamber misin sen? )
  
  "- iyileşip ayağa kalktıktan sonra insanların sana tavrı değişecek ve soğuk karşılanacaksın. çünkü sen artık onlar için tatmin aracı değilsin."
  
  (kaza esnasında seninle ağlayanlar iyileşince artık sana yüz vermemeye başladılar. çünkü artık senden tatmin olamıyorlar. yani sen acınacak biri değilsin artık. tamam olayları zaten mabadından anlıyorsun anladık da böyle olsa bile problem ne? insanlar zor zamanında sana fazla ilgi göstermişler, zor zamanın bitince de normale dönmüşler. bunu anlamak neden bu kadar zor. hep seninle mi ilgilenecek millet. ha, içlerinde gerçekten yapmacık davranan birileri vardır, kaza anında abartı tepkiler vermiştir, sonra da bir daha yüzüne bakmamıştır, senin bu kişi karşısında çok büyük bir kozun var, onunla görüşmemek. )
  
  "- “ben senin dostunum doğruları söylemek zorundayım” yaftası altında içlerinde biriktirdikleri her şeyi boşaltmak isteyecekler. bu seni üzmesin."
  
  (eh, valla haklısın, var böyle tipler. üç kuruşluk akıllarıyla bilmiş bilmiş konuşanlar, bütün insanları karşılaştığı bir avuç insan gibi görenler, senin faydanaymış gibi içindeki zehiri boşaltanlar falan. ne güzel bunları ayıklama fırsatın olmuş, o kişi dayın olsa bile bir daha görüşmezsin olur biter, bütün insanları dayın gibi sanma yeter)
  
  "- insanlar kötüdür. o an rahatlamak amacıyla içini döktüğün insanlar zamanı gelince sirke gibi kötü kokular yayacak hayatına. iyi şeylerden bahsettiğin zaman o kötü günlerin hatırlatılacak çok da havalara girmeyesin diye."
  
  (yazının başında kanıtlar sunuldu ve sonuç: insanlar kötüdür. bu durumda sen de kötülerden birisin yani. bu bilgileri bize söylemekle kim bilir ne küçük hesaplar yapıyorsundur. hayatı çözmüş bilge pozları falan? anlat bakalım kendi planlarını, içten pazarlıklarını, kötülüklerini de yaptığın sikko önermenin doğruluğundan emin olalım. yoksa sen bir avuç iyiden birisin ve kalan büyük kalabalıklar mı kötü, ne diyorsun, anlaşılmıyor...)
  
  "- yaşadığın ve anlattığın şeyleri sen unutursun ama onlar unutmaz. o yüzden için kaparıp taşacak gibi de olsan sus. çevrene sus. ailene sus. arkadaşlarına sus. kime konuş biliyor musun? hiç tanımadığın yoldan geçen insanlara, kuşlara, durgun suya, kediye, köpeğe, ağaca…"
  
  (insanlarla konuşma, hiçbir yaşadığını, zayıflıklarını falan anlatma diyorsun ama bunları da insanların okuduğu bir platforma yazıyorsun. sen niye öğüdündeki gibi bunu kuşa böceğe, midasın kuyusuna anlatmıyorsun da ele veriyorsun talkını?)
  
  "sen zor zamanlarını atlatacaksın ama insanların gerçek yüzlerini görmenin travmasını atlatamayacaksın. bunu kendine yapma."
  
  (hayatı, insanları falan çözmüşsün ama bunun travmasını atlatamıyorsun. senin işin de zormuş. insanlığın bütün vicdani yükünü tek başına kaldırmaya çalışman gerçekten alkışlanası ama neden? tekrar soruyorum peygamber misin sen? bilmiyorlar bilseler yapmazlardı diye vecde mi geliyorsun. insanlar kötüyse vaftiz mi olalım, günah mı çıkaralım, senin önerdiğin ama yapmadığın gibi doğaya/hayvanlara mı anlatalım derdimizi?)
  
  -----------------------------------------------------
  
  öhm. debeye giren arkadaşımız gibi, insanların kötü olduğunu, geçmişte fakir, gururlu, temiz ve saf insanların yaşadığını, şimdi ise insanlığın iyice bozduğunu falan düşünenlerden biriyseniz bu saçma fikirlerinizi tartmak için yeni ve güzel bir kitap önereceğim. böylece hayatı dayınızdan, kankanızdan yediğiniz kazıklar doğrultusunda harcamak yerine dünyayı daha sağlıklı algılayıp daha mutlu bir yaşam sürebilirsiniz belki.
  
  kitabımızın ismi "çoğu insan iyidir" kitabı okuduğunuzda bırakın sosyal hayattaki sıradan olayları, insanların savaşta bombalar altındayken ya da bir adada mahsur kaldığında olduğu gibi çok zor durumlarda bile sandığınızın aksine birbirinin gözünü oymak yerine nasıl dayanıştıklarını, ne fedakarlıklar yaptığını görüp türünüzle gurur duyacağınıza eminim. tabi kitaptaki örneklerin tersi örnekler de akla gelebilir ama işte bütün mesele ne yöne baktığınız zaten.
  
  yazarı 1988 doğumlu hollandalı genç tarihçiyi de (bkz: rutger bregman) takip edin derim, fırtına gibi bir oğlan. geçmişte bizimkinin bir daha gitmem dediği davos'u karıştırmıştı, "ulan çevre felaketini konuşmaya özel jetlerinizle geliyorsunuz, manyak mısınız siz" diye. sonra tüm dünyanın en büyük problemi olan orta kesimin kaybolması konusunda, vergi sistemini değiştirmeliyiz, milyarderlerden %90 vergi almalıyız diye konuşup politik doğrucuların içinden geçerken fox news sunucusunun küfürleri eşliğinde görüşmeyi sonlandırmak zorunda kalmıştı. başlığından detayları okunabilir. siyah ve beyaz köpekleri olan kızılderili şefinin hikayesini de anlatıp seviyeyi iyice düşürmek istemem. kendinize güveniyorsanız insanlığa da güvenebilirsiniz.