3 entry daha
  • polikarbonat olarak adlandırılan plastiğin hammaddesidir.

    polikarbonat, şeffaf, parlak, darbe mukavemeti yüksek (=kolay kolay kırılmaz), ışık geçirgenliği cama yakın (=camı ikame edebilir), ısı ve yük altındaki deformasyonu düşük (=kaynatılabilir) bir malzemedir.

    biberon üretiminde sıkça kullanılır. bu plastikle üretilen malzemenin yüzeyi çok parlak ve kolay çizilmez olduğu için kalıntılar kolay kolay tutunamaz, kaynatılarak sterilize edilebilir, bebek/çocuk fırlatıp attığı zaman kırılmaz. biberonda kullanılmasının sebebi budur.

    plastikler ile (polimer) ilgili olarak bilinmesi gereken şudur: polimerizasyon bir kimyasal tepkimedir. hammaddesi (monomer) dünyanın en zehirli malzemesi dahi olsa, polimerizasyondan sonra ortaya çıkan plastik, yepyeni bir kimyasal maddedir ve tamamen farklı özellikler taşır. monomerler birleşerek uzun zincirler oluştururlar ve kolay kolay bölünerek ilk hallerine dönüşemezler. bazıları, zincirden kopsalar bile, ilk hallerine değil, farklı bir kimyasala dönüşebilirler. hammaddesi zehirli olan bir plastiği, -dişleriniz sağlamsa- oturup afiyetle yiyebilirsiniz. midenize çöker, çıkarırken de zorlanırsınız, o kadar.

    plastiklerle ilgili olarak bilinmesi gereken bir başka şey de şudur: hiçbir kimyasal tepkime %100 dönüşüm sağlamaz. tepkimeye giren maddelerin bir bölümü, dönüşmeden kalır. bunlar büyük oranda geri kazanılır ve bir sonraki reaksiyona yeniden beslenir. bu arada, eser miktarda hammadde de mamülün içinde kalabilir. kalması istenmez, çünkü herşeyden önce ekonomik kayıptır. polimerizasyonda da bir miktar hammadde plastiğin yapısı içinde sıkışıp kalabilir. ancak bu, çok çok düşük bir orandadır. üreten fabrikanın teknolojisi ne kadar yüksekse, dönüşüm ve geri kazanım o kadar yüksektir. iyi fabrikanın malı pahalıdır.

    kıssadan hisse 1: ucuz etin yahnisi yavan olur. ucuz mal alıp, kalite beklemeyin.

    gelelim plastiğin içinde sıkışıp kalan monomere. bu, malzemenin içine eşit bir şekilde dağılmış vaziyettedir. bir kısmı iç yüzeye, bir kısmı etinin içinde, geri kalanı da dış yüzeye eşit olarak dağılmış vaziyettedir. sizi ilgilendiren, iç yüzeyde ve iç yüzeye yakın olarak bulunan kısmı bunun. zaten eser miktarda vardı, onun da yine küçük bir bölümünden bahsediyoruz. bunun beher kullanımdaki toksik etkisi ne olabilir? şöyle bir analoji kurabiliriz: kış günü, bolca akp kömürü dağıtılmış şehrinizde pencereyi açın, kafanızı dışarı uzatın, derin bir nefes alın, pencereyi kapatıp, içeri girin. işte o kadar.

    kıssadan hisse 2: takma kafana firketeden başka.

    edit: yazmayı unutmuşum, polikarbonat'dan bu kadar korkuyorsanız, damacanalı su da içmeyiniz. mavi, plastik damacanalar da polikarbonattan üretiliyor.
29 entry daha
hesabın var mı? giriş yap