1 entry daha
  • bunuel'in kariyerindeki ilk ve tek belgeseli. 1930'larda orta çağı yaşayan insanların yaşadığı köyde dış sesin alaycı tonu ve neredeyse komediymişcesine gösterilenler gerçekten inanılmaz boyutlarda. bunun yanında bunuel'in dikkat çektiği noktalar yine filmleriyle paralel seyirde. anlatılanları belgeselin sonunda vurgulanan anti faşizm düşüncesiyle de sınırlamamak lazım, zira toplumla etkileşim içerisinde olan devlet kavramının işlemezliği sonucunda ortaya çıkan insanlığın yüz karası görüntüler günümüzde bile mümkün. belgeselde gösterilen her ne kadar freak show'a varacak kadar ucuzlaşsa da okulda hala üçgenin iç açıları toplamının 180 olduğunun öğretilmesi, çizilen prenses resmi ve her zaman olduğu gibi dini merkezlerde ve onun yakınlarında olan insanların nispeten daha iyi şartlarda yaşaması ve insanların her şeye rağmen din ve etiği elden bırakmamaları gibi noktalarla las hurdeslilerin de gözlerden uzak olmalarına rağmen 'insan olmaya' çabalamalarının vurgulanmasıysa kanımca belgeselin en başarılı tarafı.

    bunların yanında belgeselin mockumentary olamayacak kadar gerçek olduğunu, (bunuel sadece bazı noktaları abartmış, onun haricinde yaşananlar büyük oranda gerçekmiş) sürrealizminin de gerçeküstücü anlatımdan değil de daha çok ciddi bir konuda takındığı absürd tavırdan geldiğini söylemekte yarar var.
12 entry daha
hesabın var mı? giriş yap