5 entry daha
  • bundan seneler seneler önce okuduğum alice harikalar diyarında'nın bir anda kafamda yankılanmaya başlamış felsefe yüklü muhteşem karakteri. yıllar sonra niye tutup da böyle oldu bilmiyorum ama, alice ile girdiği diyalogları tekrar okuyup da, keyiflenmemi sağlamıştır.

    bi noktada kraliçe tarafından kafasının uçurulmasına karar verilmiş, tam da cellat kafasını uçuracakken, vücudunu görünmez yapmıştır. cellat ve kraliçe de vücudu olmayan bir bedenin kafasının vücudundan ayrılıp ayrılmayacağı üzerine diyaloğa girmiştir. başka bir fantastik diyaloğunu alıntı yapmak gerekirse;

    "but i don't want to go among mad people," alice remarked.
    "oh, you can't help that," said the cat: "we're all mad here. i'm mad. you're mad."
    "how do you know i'm mad?" said alice.
    "you must be," said the cat, "otherwise you wouldn't have come here."
    alice didn't think that proved it at all: however she went on. "and how do you know that you're mad?"
    "to begin with," said the cat, "a dog's not mad. you grant that?"
    "i suppose so," said alice
    "well, then, " the cat went on, "you see a dog growls when it's angry, and wags its tail when it's pleased. now i growl when i'm pleased, and wag my tail when i'm angry. therefore i'm mad."

    (bkz: we're all mad here)
16 entry daha
hesabın var mı? giriş yap