3 entry daha
  • hatırı sayılır bir zaman sonra usta'yı izlemenin vermiş olduğu heyecan ile kuruldum koltuğa. varsayalım ismail ezberlediğim günlerden kalma şarkılar eşliğinde..usta çok zayıflamış olsa da en son izlediğim oyunundan çok daha sağlıklıydı yüzü..o güne oranla.

    oyun usta'nın kalemine göre beklediğim düzeyde akıl gıdıklayıcı, o mertebede zeki dürtüklemelerden uzak..ve fekat nedense bende çok başka bir ruh hali uyandırdı anlamsızca..

    oyunun birinci perdesinin ortalarında farkettim ki dekordaki atatürk posterine ve bilhassa gözlerine bakamayan pek saçma bir ruh halindeyim..böylesi bir eleştirisel dürtüklemeyi çok çok sevdiğim ve devasa saygı duyduğum usta'dan yiyor oluşumdan mıdır bilemiyorum ama gizli bir utanç duyuyorum manasını aparlayıp toparlayamadığım bir şekilde.

    son dönemde iyice kendimi verdiğim bana dokunmayan yılan bin yaşasıncılığın ve buna düğümlenmiş umursamazlığın, biraz buğulu ve pek fazla umursayan/umursamış atatürk bakışları altında ezilmesi/ezikliği içinde miyim ;
    yoksa ödevini yapmamış olan bir çocuğun suçlu halinin basitliğinden, çok güvenildiği halde o güvenenleri yarı yolda bırakmış ve yüzünü kara çıkarmış bir adamın karmaşık ruh halinin arasında bir yerlerde miyim ??
    bilemiyorum...bildiğim şu yukarıdaki iki paragrafın arasında bir yerlerde olduğum..
    sanırım memleketsel sorunlarda bireysel bir aksiyondan ziyade her türlü sorumluluğu yeni bir mustafa kemal'e devretme tembelliği içindeyim..o yenisi her neredeyse..

    çok eğlenceli bir oyun kesinlikle değil..zaten çok eğlenceli olsun diye de yazılmamış gibi..daha ziyade usta "bu zamanda bir şeyler söylemek gerekliliğini" hissetmiş gibi..zaten sahnede görülen ve anlatılan gülünecek halimizden çok uzak..bir dolu gülen olduysa da..

    herkes yeni bir mustafa kemal bekliyor gibi...sanki herkes biraz ben gibi..
11 entry daha
hesabın var mı? giriş yap