7 entry daha
  • alkol kullanımıyla ilgili farklı yorumlar, değerlendirmeler yapılan hastalık.

    kimisi, türü ne olursa olsun hiç içme, bir yudum bile alsan ebeninki görme ihtimalin var, kimisi kalori hesabıyla şu bu içkiyi, şu bu miktarda yanında bilmem ne ile içersen bir şey olmaz, kimisi şunları direkt rahat rahat içersin kafana takma, ben gayet rahat içiyorum falan diyor.

    yaklaşık on gün önce öğrendim hastalığımı ve maalesef bazı şeyleri kabullenebilmiş değilim. mesela bir daha lahmacun, dondurma, belirli meyveler, alkol, bazı tatlılar, hamburger pizza vs. (teoride) hiç yiyip içemeyecek olmak canımı çok çok çok sıkıyor. tamam bundan sonra sağlıklı beslenme, diyet, spor vesaire (ki hepsine çok katı ve disiplinli şekilde başladım, sürdürüyorum) ama sağlıklı beslenen insanların arada bir de olsa böyle lüksü varken benim olamayacak. insanlarla sosyalleşmek için bara gittiğimde orada soda mı içeyim? birisi dese ki yoo bir tane bira içersin, o da tamam ama yani oturup kalori hesabıyla uğraşmak falan öff yani. yanında bunu yemen, şu saatte şöyle içmen lazım falan valla sikerler afedersiniz. kusura bakmayın, zaten şu duruma acayip sinirliyim. adam önümde çıtır çıtır lahmacun yiyecek ben sığır gibi bakacak mıyım abi? veya ailenle tatile gideceksin orada dondurma yiyecekler, ben yine sığır gibi bakacak mıyım? arkadaşlar diyecek ki abi hadi atla gel birer bira, yanında yarım kokoreç yapacağız, ben gidip orada enginar (ki her türlüsüne bayılırım) yanında ayran mı içeyim? doğum günü pastaları kesilecek, önüme pasta koyacaklar, belki de ben tadına bile bakamayacağım. kahvaltıda portakal suyu çok severim. yok, o da yasak. muzu inciri çok seviyorum, yasak. hele ki incir için içeride yatacak adamım ben. altı üstü bir tane incir yiyebilmek için o gün tüm gün yediklerimin çetele hesabını mı dökeyim? karpuz, üzüm zaten direkt yalan. çikolata, bazı bitter türleri dışında (ki ona da şüphe ile yapılan yorumlar var internette), yasak. yasak. yasak. ve yasak.

    arkadaşlar, serzenişimdeki mesele sürekli sağlıksız beslenme isteği değil, sağlıklı beslenirken dahi belirli beslenme lükslerinin bir daha olamayacak olması beni hasta ediyor, çıldırıyorum resmen. her şeyi yiyip içerken acaba şundan bu kadar yesem kör olur muyum, komaya girer miyim, siros olur muyum, böbrekler iflas eder mi stresi ile ben kalpten giderim arkadaşlar, şekerden değil. glisemik indeks manyağı oldum. aldığım nefesin bile karbonhidrat düzeyine bakacak hale geldim.

    yukarıda saydıklarımı tüketen diyabetliler kesinlikle vardır ama benim derdim, bizim durumumuzda olmayan insanlar gibi ancak belirli koşullar şartlar sağlandıktan sonra gibi bir organizasyon olmadan dilediğini yiyip içebilme lüksümüz olamaması çok zor geliyor. ne bileyim, mesela, haftada bir kere bira içeceksen o gün şunu bunu yapıp birayı da şöyle bira alıp yanında şununla içmen lazım falan valla öfff abi öff öfff.. öfff. adamın skinde değil, bira içecekse açıp içiyor, bunu mu düşünüyor? işte bundan sonra her şeyle alakalı bu kadar manyaklık seviyesi kimya problemi içerisine düşmek insanı bir süreden sonra yorar. bilmiyorum, belki de alışınca o da normal gelecek. fakat şu aşamada gerçekten sinirlerim zıplıyor. mesela ben patatesin her türlüsünü çok severim. kızartma, püre, yemeği falan. en azından ayda bir kere bile olsa birazcık yiyebilmeliyim abi, her sağlıklı ve normal insan seviyesinde. hiç ne demek ya? niye hiç? neden ya? dışarı çıkınca arkadaşlarla ayda yılda sadece bir kere bile bira patates yasak mesela. sonsuza dek yasak. bir kere ya, haftada üç iki bir de değil bak. yılda bir kere bile, söyleyin bir pizza yiyelim diyemeyecek mi ben? evde veya sinemada film izleyeceksin, patlamış mısır veya haşlanmış mısır, o da yasak. nabiim salata mı söyleyeyim? bazı şeylerin de uyman gereken bir ortamı var. abi rica ediyorum açın bir mezar gireyim içine. çok bunaldım bu durumdan ben. inanılmaz sinir bozukluğu yaşıyorum.

    * bu, sanki odunla vurulmuş gibi korkunç sırt ve bel ağrıları nedir?

    ** 3 ay sonra: evet arkadaşlar, hastalığı kabul etme ile birlikte sıkı bir diyet, dengeli beslenme, ürün etiketi okuyarak ürün almak ve miktar tüketimlere dikkat etmek, haftada beş akşam bir saat yürüyüş yapmak, beyaz un tüketmemek ama illa tüketilecekse günde sabah veya öğlen bir dilim tam buğday ekmeği veya o dilime denk gelen miktarda tam buğday ürünü tüketmek, makarna bile yiyecekseniz az miktarda ama yine tam buğdaylı olanını tercih etmek, lifli besinleri tercih etmek, yeşilliği ve kahveyi dostunuz bilmek, ilaçlarınızı aksatmamak ve en önemisi psikolojinizi iyi tutmak. üstelik doktorum bana herhangi bir yeme kısıtı koymadı. istediğimi yiyip içebilirim ama aynı şekilde gün içerisinde dengeleyerek. kendi kendinizin diyetisyeni olacaksınız yani. bu arada 75 kilodan 68 kiloya indim ve gayet fit de duruyorum artık. kolesterolüm yüksekti, b12 ve d vitaminlerim düşüktü, ilaçla destekledik artık onlar da normale geldi. hba1c ilk teşhis aldığımda 11.1'di, şu an 5.4'e yukarıda şekilde bir yaşam tarzıyla geri dönüş sağladım. ilk açlık kan şekerim de 302'ydi. arkadaşlar, umutsuz olmayın. ben de başlarda psikolojik olarak çok kötüydüm ama inanın üstte yazdığım şekilde bir yaşam tarzı belirlerseniz ve bunları sıkı sıkıya uygularsanız her şey düzelmeye başlıyor. üstelik şu anda bu yaşam ve beslenme tarzıyla kendimi eskiye nazaran daha sağlıklı ve mutlu hissediyorum. ki bunu doktorum da söyledi, diyabet hastası olun veya olmayın özünde aslında tüm insanların zaten bu şekilde bir yaşam tarzına sahip olması gerekiyor. ben tamam ilaç desteği aldım insülin hariç ama tamamen sıfır ilaçla hayatını bu şekilde idame ettiren tip iki diyabet hastaları da var. ben şu anda ilaç kullanıyorum fakat doktorun bende ilacı kesme ihtimali de var. doktor 3 ay boyunca kan ölçümlerime de baktı, arada kaçamak yaptığım zamanlar da dahil olmak üzere şu anki değerlerin hepsine gayet normal dedi.

    yeni değerlerim, bugün çıktı taze taze:

    görsel

    görsel

    görsel

    görsel

    *** 6 ay sonra: nadir de olsa saçma sapan sağlıksız şeyler yediğim günlerde kan şekerim daha düşük çıkıyor. enteresan.
4 entry daha
hesabın var mı? giriş yap