9 entry daha
  • "yaşadığın ülkenin dramını yüklenmiş kadıncağız...özgürsün demişler, eşitsin erkeklerle al diplomanı. kadınlar için on iki ay karanlık günlerinde bu küçük kent. dolanıp duruyor erkek tilkiler. doktoru, eczacısı, savcısı, bezirganı...haydi özgür ol bakalım...(...) tavşanlı'dan geliyorsun. bir küçük memur kızısın...halkına sığınmış önceleri yoksulca. kuran okumuş yaşlı kadınların dizi dibinde. hani devrimler yapıldıydı ya, o halk...bu da aydın!...bir tanedir hakime hanımımız; namazında orucunda...bir de kavga başlamış ki dışarda kahveler, camiler ayrı. demokrat'san bu yana. halkçı'ysan öte yana!...o zaman da o oyun var fukara millete. (...) tek başına oturup neyi bekler bir kadın. yargıç da olsa. yağmur saldırmış, karanlık saldırmış. erkek de istemeyecek. aile toplantıları başlayınca savcı'larla, hükümet doktoru'yla, eczacı'larla...bir gramafon, bir bardak bira...anlatan içkiliydi, af buyur ağbem, başladı millet: "bu da bi garış .mınnan yargıçlık yapacak da!" (...) yargıç hanım savcı'yla sevişince, doktor'u, eczacı'sı sıraya girip hak istemişler. ne yapardı tavşanlılı mefharet hanım, yolu yok izi yok bu karanlık kentte?..."bodrum'un ekinleri erkenden bitti/hakime hanım kendisini intihar mı etti?.." hakime hanım'ı götürüp tavşanlı'ya gömmüşler. vasiyeti varmış: daha on sekizinde sevgilisi ölmüş de, mezarını onun yanına kazdırıp bekletmiyor muymuş?!..."
    vedat türkali, mavi karanlık'tan...
39 entry daha
hesabın var mı? giriş yap