2 entry daha
  • bişey demeden, kasmadan, suyuna bırakıp, ilkokulda ne dese kitap bildiğiniz öğretmeniniz gibi, zor gelirse gerisini hiç okumadan, okursanız dolaşıp dolaşıp anlamadan, kurcala kurcala elde yok avuçta yok olsa da, geri gelip yeniden okunası önsözü* olan soruşturan kitap.*
    satır aralarında bertrand russell'ın sırıttığı.

    "burada, son 16 yıl boyunca uğraştığım felsefi soruşturmaların tortusu olan düşünceleri yayımlıyorum. pek çok konuya ilişkin bunlar: karşılık, anlama, tümce, mantık gibi kavramlara, matematiğin temellerine, bilinç hallerine ve diğer şeylere. bu düşüncelerin tümünü değiniler, kimi zaman aynı konuya ilişkin uzunca zincirler oluşturan, kimi zamansa çabucak bir alandan diğerine sıçrayan kısa parağraflar olarak yazıya geçirdim. başlangıçtaki niyetim (bunları) günün birinde, biçimine ilişkin olarak farklı zamanlarda farklı tasarımlar oluşturduğum bir kitap halinde bir araya getirmekti. ama benim için asıl önem taşıyan şey, düşüncelerin bir konudan diğerine doğal ve kesintisiz bir sıra şeklinde ilerlemesiydi.

    vardığım sonuçları böyle bir bütün halinde kaynaştırma yönündeki birçok başarısız girişimden sonra, bunu asla başaramayacağım aklıma yattı. yazabileceğimin en iyisinin her zaman için yalnızca felsefi değiniler olarak kalacağını, düşüncelerimin, -ne zaman onları doğal eğilimlerine karşı tek bir yöne doğru zorlayacak olsam- derhal felce uğradıklarını gördüm. -tabii bu da tamamen soruşturmanın doğasına ilişkin bir şey. çünkü bizi, geniş bir düşünce alanını, çaprazlaşan yollar oluşturacak şekilde her yöne doğru boydan boya geçmeye zorlayan bu doğadır.- bu kitaptaki felsefi değiniler, bu uzun ve çetrefilli yolculuklar sırasında oluşmuş bir dizi peyzaj taslağı adeta.

    aynı -ya da hemen hemen aynı- noktalara farklı yönlerden sürekli olarak yeniden yaklaşıldı ve her seferinde yeni resim taslakları oluşturuldu. bunların çok büyük bir kısmı kötü çizilmiş ya da karakteristik olmayan, zayıf bir çizerin tüm yetersizliklerini barındıran taslaklardı. bunlar elendikten sonra geriye, izleyene manzaranın bir resmini sunabilmeleri için düzenlenmeleri, çoğu zaman da kesilip biçilmeleri gereken yarım yamalak bir dizi çizim kaldı. -yani bu kitap aslında bir albüm sadece.

    aslına bakılırsa, kısa bir süre öncesine kadar çalışmamın hayatta olduğum süre içerisinde yayımlanması fikrinden caymıştım. yine de bu fikir zaman zaman tekrar canlanıyordu; bunun esas nedeni de derslerimde, yazılarımda ve tartışmalarımda ortaya koymuş olduğum sonuçların pek çok açıdan yanlış anlaşılmış, az çok sulandırılmış veya çarpıtılmış şekillerde ortalıkta dolaştığını görmek durumunda kalmamdı. bu, gururumu ayaklandırdı ve ben de onu yatıştırmakta zorlandım.

    ayrıca dört yıl önce ilk kitabımı(tractatus logico-philosophicus) tekrar okuma ve içerdiği düşünceleri bir başkasına açıklama fırsatı buldum. birden, bu eski düşünceleri yenileriyle birlikte yayımlamam gerekirmiş, yeni düşüncelerim ancak eski düşünce tarzımın arka planda yer alması durumunda ve bununla oluşturdukları karşıtlık aracılığıyla gerçek anlamda aydınlığa kavuşabilirmiş gibi geldi bana.

    çünkü bundan 16 yıl önce tekrar felsefe ile uğraşmaya başlayalı beri, bu ilk kitabımda yazıya geçirmiş olduklarımda ciddi hatalar bulunduğunu görmek durumunda kaldım. bunların farkına varmamda, yaşamının son iki yılı içerisinde yapmış olduğumuz sayısız konuşma sırasında fikirlerimi kendisiyle tartışmış olduğum frank ramsey'nin eleştirilerinin -boyutunu değerlendirmekten aciz olduğumu söyleyebileceğim ölçüde- yardımı dokundu. bu her zaman güçlü ve sağlam eleştiriye borçlu olduğumdan daha fazlasını, düşüncelerime bu üniversitenin bir hocası, bay p. sraffa tarafından yıllar boyunca aralıksız olarak yöneltilmiş olan eleştirilere borçluyum. bu kitaptaki fikirlerin en verimlilerini (de) bu uyarıya borçluyum.

    burada yayımladıklarım, başka kişilerin bugün yazmakta olduklarıyla birden fazla nedenden ötürü çakışacaktır. -değinilerim, kendilerinde zaten benim olduklarını belirten bir damga taşımıyorlarsa, ben de onları malım olarak sahiplenecek değilim.

    yazdıklarımı ikircikli hislerle sunuyorum okurlara. bu çalışmanın payına, kendisinin yoksulluğu ve çağın karanlığı göz önünde bulundurulduğunda, şu ya da bu beyne ışık tutma başarısının düşmesi olanaksız değil; ama tabii, olası da değil bu.

    yazdıklarımla başkalarını düşünmekten kurtarmak değil, tersine, eğer olanaklıysa, kendi düşüncelerini oluşturma uyarısı vermek isterim.

    iyi bir kitap ortaya koymayı arzu ederdim. öyle olmadı; ama bunu benim düzeltebileceğim zaman da geçti artık."(cambridge, ocak 1945)

    not: yayına hazırlayanlar eserlerinin mirasçıları e. anscombe, r. rhees ve g. h. von wright
13 entry daha
hesabın var mı? giriş yap