8 entry daha
  • istanbul'da bir sürrealist adlı sergide fotoğraflar ve eskizler eşliğinde dali ile bir ömür sürdürdükleri gözyaşartıcı bağlılık ve aşklarına şahit olduğumuz kadın.
    dali'nin neredeyse hayatı olmuş, bir çok eserinde de yerini almış hayat arkadaşı.
    gerçekten de bu insanın rüyalarında bile aynı kişiyle olması, hayatına, ruhuna, bilincinin her yanına o kişiyi yedirmesi, onunla bütünleşmiş olması, bu da bence en az eserleri kadar büyük bir başarı.
    picasso da, dahi ispanyol olarak dali ile ortak noktaları olan bi adam, o da eserlerinde özel hayatındaki insanları konu ediyor ama o sanki insanlarına hep dışarıdan bakıyor, onları ruhuna fazla da yedirmiyor, bunun sonucu olarak da hayatında fazla tutmuyor, kadınların biri gidiyor biri geliyor. dali ise kadınıyla tamamen bütün olmuş, ruhları resmen birleşmiş, gezdikleri alemlerde hep yanyana olmuşlar. bu bana çok anlamlı geliyor.
    bu kadar duygusallık içeren bir ortamda sergiyi birlikte gezdiğimiz arkadaşın "bu gala daşlı gala" diyerek bizlere boyut atlatmış olması da buraya not düşmemi gerektiren bir unsur idi.
    şarkılarımız, türkülerimizdeki sürreal ögeleri hiç bir zaman azımsamamamız lazım. "gel beraber kaçalım, bak gidiyor makine", ya da "manda yuva yapmış söğüt dalına" gibi sözlerin çıktığı yurdum topraklarında takdire şayan bazı mantar türlerinin yetiştiği kanısındayım. sergide de bahsedildiği üzere dali'nin hayata gözlerini belerterek bakmasına ve algısına epey desteği oldu sanırım mantarcıkların. kaçık bir beyefendi imiş tam anlamıyla. şahane.
14 entry daha
hesabın var mı? giriş yap