8 entry daha
  • bugün filmekiminin atlas'taki gösterimiyle izlediğim luca guadagnino filmi.

    öncesinde call me by your name'i çok beğenerek izlediğim ve 79. venedik film festivalinde en iyi yönetmen ödülünü guadagnino'ya kazandırdığı için büyük bir iştahla bu filme bilet almaya çabalamıştım. ve beni hiç pişman etmedi.

    film midsommar, dogtooth, titane iğrençliğinde; fakat romantizm vurgusu da ziyadesiyle var. sahneler bir yandan ses efektleriyle sizi aşırı geriyor, diğer yandan arkada çalan sakin gitar melodisi sizi aşırı sedatize ediyor. bu yüzden film için çok güzel sahnelerin ardından gelen iğrenç sahneler gibi bir çift kutupluluk contextinde geçiyor diyebiliriz.

    filmin konusunu insanları yiyen birtakım kişilerin birbirleriyle rastlaşması ve geçmişlerine yönelik keşiflerde bulunması diye aktarsam sanıyorum yanlış olmaz.

    ben filmin bazı sahnelerinde aşırı gerilsem de, romantik sahneleri çok sevdim. ve böyle sapkın türlü ilişkileri sevdiğime karar verdim. bazı insanlar birbirleri için birilerini öldürebilir, intihar edebilir, hatta birbirlerini yiyebilir de. bu sapkınlığı anımsadım.

    ezcümle güzel bir film. izleyiniz.
35 entry daha
hesabın var mı? giriş yap