6 entry daha
  • aslında exogenesis'in özel bir halidir. exogenesis, yaşamın kökenlerinin/tohumlarının uzaydan geldiğini varsayar, ama bu "gelme" işleminin nasıl yapıldığını açıklayamaz. panspermia ise exogenesis'in boşluğunu doldurduğunu iddia eden, tohumların taşınma yöntemlerini açıklayan ve kendince bilimsel kanıtları olduğu söylenen bir teoridir.

    panspermia'yı zorladığı sanılan birkaç cevap şöyle oluyor.

    1) dna'nın buzullardaki çok iyi saklama koşullarında bile 1.1 milyon yıllık bir yarı-ömrü olduğu söyleniyor. bu yüzden göktaşı üzerindeki bir dna'nın, benzer bir "kalkan" tarafından korunmadıkça bozunmaya uğramadan taşınması oldukça zor görünüyor. (kişisel fikrim, bence de çok zor. ama kimse söz konusu bakterinin/dna'nın bozunmaya uğramadan/mutasyon geçirmeden geldiğini söylemiyor ki. belki de yüksek radyasyonla bozunmaya uğradı da geldi. ayrıca meteorların içlerinin de tıpkı buzullarda olduğu gibi uygun saklama koşullarına sahip olduğu biliniyor.)

    2) bir diğer "çürütme" girişimiyse çoğunlukla, meteorların atmosfere girerken muazzam sıcaklıkta yandıkları, bu sıcaklık altında hiçbir bakterinin yaşayamayacağıdır. ancak burada meteorun "yanma" biçimi üzerinde pek durulmaz. meteor radyasyona maruz kalarak yanmaz. yani o muazzam sıcaklığa erişmesini sağlayan şey "ışınım" değildir. bu ne demek? eğer ışınım olsaydı, o zaman meteor tıpkı mikrodalga fırınındaki bir kek gibi "homojen" ısınmaya sahip olacakti, ve içi de dışıyla aynı sıcaklığa ulaşacaktı. ancak yanmanın temel sebebi "sürtünme" olduğundan, meteorun içiyle dışı arasında çok ciddi sıcaklık farkı olur. (sanki fırında kek yaptık. yüzeyi yandı ama içi hamur kaldı gibi.) hatta incelenen kimi örneklerde yere düşen meteorların iç sıcaklıklarında pek değişme olmadığı görülmüştür. gökcisimlerinin atmosfere girerkenki bu yanma biçimine gavur uzay bilimciler ablation demişler.

    farkındaysanız 2 numaralı iddianın çürütülmesi de, tıpkı 1 numaralıda olduğu gibi aynı temele dayanmaktadır. eğer sözkonusu bakteri meteorun iç kısımlarındaysa muhtemelen hayatta kalır.

    bunun dışında, kimileri occam'ın usturasıyla panspermianın çürütülmesine gıcık kapar, çünkü evrende birden fazla noktada kendi başına hayat başlamasının (ki buna geogenesis diyorlar), bir noktada başlayıp panspermia (veya türeviyle) baska bir noktaya taşınmasından daha düşük olasılıkla olduğunu düşünüyorlar. kısacası diyorlar ki, "eğer siz de başka gezegenlerde hayat olduğunu öne sürüyorsanız, her iki tarafta da geogenesis olması olasılığı daha düşüktür. dolayısıyla occam'ın usturası gereği panspermia doğru olmalıdır." diyorlar. ki bence de haklılar. ancak bir noktanın altını çizmeli, bunu söylemek için kesinlikle başka yerde hayat gözlenmeli ya da geçmişte hayat olmuş olduğu kanıtlanmalı.

    ve sevgili okuyucu. ben panspermia falan savunmuyorum. geogenesis'i daha geçerli düşünüyorum. sadece piyasadaki "çürütme" argümanlarını ve ne kadar yetersiz olduklarını göstermek istedim. esen kalın.

    not: bu entry 28 şubat 2016 ekşisözlük direnişi süresince katalanca olarak sunulmuştur. (bkz: bütün entry'lerini katalancaya çevirmek) bundan çok daha kaliteli yüzbinlerce entry bu süreçte yok olmuştur. bir zamanlar devletin milletini ebleh yerine koyması yasaktı, bazı yasaklar özlenebiliyormuş.
39 entry daha
hesabın var mı? giriş yap