3 entry daha
  • dün akşam yerebatan sarnıcı'nı erdal erzincan ile birlikte şenlendiren, şereflendiren üstad.
    bir gün önce kimse gelmesin, kimse görmesin derken orada bir kalabalık bir kalabalık. sarnıcı hiç böyle dolu dolu görmemiştim. soluksuz, nefessiz çaldılar. nefes oldular. bir anda ayakta alkışlanırken de çıkıp gittiler.
    halbuki kendimi hazırlamıştım. ne hayaller kurmuştum. on-onbeş kişi gelecekti konsere. türküler bitip alkışlarken yüksek sesle "gazal the rain plaese!" diye seslenecektim. ve ekleyecektim yarım yamalak ingilizcemle "ı can flay to listening you" * yapamadım, zira gelmesiyle gitmesi bir oldu.

    enstrümanıyla bir olup müziğin-ritmin-evrenin titreşimlerini yayan ustalara bayılıyorum.
    derler ki onun kemençesinden yayılan titreşimler bir kere dağıldı mı yerebatan sarnıcı'nın gizli dehlizleri sonsuza kadar titreşirmiş.

    kaç sene üzerine gelen edit: (bkz: cafune) sağolsun.
56 entry daha
hesabın var mı? giriş yap