9 entry daha
  • güzel başlayıp, heyecanlı bir biçimde ilerleyip final yapamayan bir kitap olarak pek de beğenmedim. william gibson'ın hem akıcı hem de anlaşılması zor tarzı neuromancer'da daha eğlenceli bir hikayenin parçasıydı. neuromancer'ın finali de alelacele sonuçlanıyordu ama en azından bir şekilde sonlanıyordu. bu noktada count zero bir ara kitap olmanın ağırlığıyla belki hak ettiği gösterişli finali yapamıyor, bir çok şeyin açıklaması mona lisa overdrive'a kalıyor. kitabın hikaye kurgusu biraz o meşhur at çizimi meme'i gibi denebilir. en az bir 50 sayfa daha istiyormuş konuyu düzgün bir şekilde toparlayabilmek için. tam şimdi son bölüme geldik derken hikaye bir anda bitiveriyor.
    işin bilim-kurgu kısmındaysakitabın ortaya attığı bazı enteresan konseptler var "josef virek"in durumu gibi ama neuromancer kadar zengin bir dünyası da yok açıkçası. belki neuromancer'daki ilk şoku atlatmanın getirdiği normallik hissinden dolayı olsa gerek, kitabın dünyası o kadar şaşırtmıyor. gene de, bu kadar yoğun olmasına rağmen hızlı akan bir bilim-kurgu hikayesi olarak değerli bir kitap.
hesabın var mı? giriş yap