383 entry daha
  • uzun, şehirlerarası yolculuklarda camdan dışarıyı seyreyleme şerefine nail olmuş her kişi, yolların bir türlü bitip tükenmek bilmediği düz ovalarda, dağların aralarında, bazen de hemen yol kenarında, hiçbir yere yakın ya da ait olmayan, bir kaç haneli, kel, ruhsuz yerlerde yaşayan insanların ne yaptığını sorgular kendince.
    o kısa geçiş anında, tesadüfen birilerini de görmüşse, "burda yaşanır mı?" sorusu kafasını epey meşgul eder.
    öyle ya, bir park, bir cami bir de bakkal çakkal vardır etrafta en fazla. insanlar orada nasıl nefes alıyor olabilir ki?
    para yok, yabancı dil bilmiyorlar, süper birer diploma koleksiyonları yok, candan kıymetli arabaları, bir evleri, bir daha evleri ve yine evleri yok, bütün bunları edineyim derken ruh hastası olmamışlar. böyle yaşanır mı!
    o kopuk yerlerde, hayatı karnını doyurmak, bağırsaklarını rahatlatmak ve karısının/kocasının koynuna girmekle geçirip memnun olan birilerinin varlığı, hayatın anlamını arayıp duranlar için en iyi yanıttır. hayatın anlamı, en basit, her yerde, her zaman, her şartta, herkes tarafından yapılabilecek şeyleri yapabiliyor olmanın güzelliğidir.
    hayatını olabilecek en sade en basit haliyle yaşayan insan hayatını anlamlandırmıştır.
    yarın hangi pantolonuyla yeni aldığı kemeri takabileceğini düşünerek yatan insanın anlamı kaymıştır.
2949 entry daha
hesabın var mı? giriş yap