7 entry daha
  • lat. commiphora myrrha; myrrh, mürrüsafi. bırakın doğru yazılışını, hakkında türkçe sözlüklerde bilgi bulamadığım ağaç ve bu ağacın kıymetli ve pahalı reçinesi. yıllardır güvenerek referans olarak kabul ettiğim redhouse sözlüğü, myrrh'in karşılığı olarak "lavanta yapımında kullanılan kokulu bir çeşit sarı sakız" diyor. sanki lavanta bir endüstri ürünüymüş de, fabrikalarda üretilen lavantayı(!) imal ederlerken, kazana bir tutam da mürrüsafi katılıyormuş gibi bir hava var. oysa ki lavantayı da, mürrüsafiyi de yapan doğa'nın ta kendisi.

    sezen aksu da mürü yanlış biliyor olsa gerek. zira ışık doğudan yükselir'de, bir hayli erotik olan davet adlı parçada aynen şöyle demiş:

    "tutuşan tenime zülüflerini sür,
    asi hırçın hür,
    arka bahçelerde dişlediğim mür
    gel çıplak ve hür."

    mürün toprak rengindeki görüntüsünü ve acı/yanık tadını düşündükçe, sevgilinin dişlediği mürden yüzüne yayılan ifadesini bir düşünmek lazım!

    doğa'nın bizlere verdiği çoğu nebatın faydası olduğu aşikar. mür de, özellikle ağız antiseptiği olarak kullanılmakta. arka bahçelerde mür dişleyen erotik kahramanımızın belki de ağız bölgesinde bir problemi vardı. kim bilir?
11 entry daha
hesabın var mı? giriş yap