7 entry daha
  • alex de la ıglesia ispanya'da oldukça popüler olsa da, memleketi dışında hak ettiği ilgiyi pek göremeyen bir yönetmen. ispanyolların zeki, coşkulu, tempolu kara komedilerinin en iyi yönetmenlerinden biri. filmlerinde gözünü hırs bürümüş, kayışı koparmış elemanlar ve apartman balkonlarında, çatılarında geçen fantastik kovalama sahneleri gibi alamet-i farikaları var.
    bu gibi özellikleri yönetmenin sulu zirzop bir sinemacı olduğunu düşündürmesin. örneğin çok başarılı bir diğer filmi olan ve grubumuzda da tanıtılan la comunidad filminde insanların para için ne kadar vahşileşebileceği, bencillik ve kötülüğün sınırlarını zorlayabileceği, kirli ilişkiler kurabileceğini göstermişti. filmlerinin yüzeyindeki komik, eğlenceli ve heyecanlı katmanın altında çok güzel toplumsal taşlamaları başarıyla yapabiliyor.

    --- spoiler ---şeytanın günü filminde de yönetmenimiz hristiyan alemine ve özellikle şeytan, deccal, kıyamet günü, tanrının krallığı, ruhunu şeytana satma gibi kavramlara çok güzel dokunuyor. eğer hristiyanlığın bu konulardaki yaklaşımına biraz vakıfsanız film daha anlamlı gelecektir, ama bilmiyorsanız da hiç mühim değil, yine keyifle izleyeceksiniz.
    filmimizin konusu, bir rahip ve ilahiyat profesörü olan angel'in (ismi de manidar) mukaddes kitap külliyatındaki kıyamet alametlerinin şifresini çözdüğünü iddia etmesiyle başlıyor. eğer doğru sonuca ulaşmışsa, iki gün içinde, noel arifesinde şeytanın oğlu deccal doğacak ve dünyaya yıkım getirecektir. angel, bu felaketi engellemek için şeytanla tanışmak, ona ruhunu satıyor gibi yapıp yanına sokulmak ve doğacak deccali öldürmek, böylece dünyayı kurtarmak istemektedir.
    ama şeytanı nerede bulacaksınız? zor soru... satanistlere mi yaklaşsam, heavy metal alemine mi girsem, sürekli etrafına kötülük yaparak şeytanın dikkatini mi çeksem, gaipten haber aldığını iddia eden şarlatanlara mı sorsam? sonuç (e) şıkkı, yani hepsi!
    film böylece ilk 8-10 dakikadan itibaren beşinci vitese atıyor ve hızlı bir tempo, zekice espriler, eğlenceli aksiyon sahneleri ile bizleri ekrana kitliyor. dediğim gibi, film sadece eğlencelik bir kara komedi/aksiyon değil; günümüzde şeytanın/kötülüğün aslında her yerde, insanın içinde olduğuna dair güzel göndermeler var. filmde makul dozda şiddet, kan revan da mevcut, ama "kara" komedi olduğu için yakışmış. çekimlerin ve müziklerin de kalburüstü seviyede olduğu filmi hararetle tavsiye ederim.
    ( yazar onur ataoğlundan alınmıştır.)
4 entry daha
hesabın var mı? giriş yap