8 entry daha
  • bugün izlediğim sözde dişi john wickli film. yorumum hafif spoilerli olacaktır.ilk önce john wick’ten sonra bu tarz filmler yaygınlaşmaya başladı.aslında john’dan öncede vardı da önemli olan tüm dünya’da ses getirmesi oldu.şimdi bu filmde de kendilerine özgü bir dünya yorumlamışlar ama sadece oldu bittiye getirilerek yapılmış.filmin ilerleyişi bir rastlantı görevi üstünden devam ediyor,sonra birleştiriliyor ama aşırı kopuk.bu tarz filmleri genel aksiyonlardan ayıran şey ağır çekim aksiyonla abartılı ölüm değildir,durmaksızın aksiyonun ve heyecanın devam etmesidir.bunun bir benzerini nobody filminde de gördük adamlar en baştan sona kadar durmadan arttırdılar.bu filmde ise o kadar gereksiz o kadar saçma sapan konuşmalarla doldu ki klasik diğer aksiyon filmleri gibi son 25 dakikaya sıkıştırdılar.o zaman ne farkınız kaldı diğer klasik aksiyonlardan?birde sevgili karen gillan çok sevdiğim bir oyuncudur doctor who ve öncesi bbc yapımlarından beri takip ederim ama bu role hiç mi hiç uymamış.bowling sahnesin de ki dövüşü görünce aha sıçtık ava filmi gibi olacak derken biraz toparlandı ama olmamış,oysa ki birde bana göre esas yıldız lena headey’e bakın,oynadığı her sahnede döktürüyor,ateş ederken ki bakışlarına kadar.keşke esas başrol o olsaydı.neyse ben filmi beğenmedim,bu kadar uzun yazma nedenim ise beklentim vardı,dişi john wick havasında çat çat gidilecek tam kafa dağıtmalık diye bekliyordum,olmadı.
15 entry daha
hesabın var mı? giriş yap