15 entry daha
  • başlamadan biten türk pornografik edebiyat tarihinin mihenk taşı olarak sayılan bir zambağın hikayesi, sel yayıncılık tarafindan "bir zambak hikayesi" adıyla yayınlanmıştır. kitabın ilk 41 sayfası latin harfleriyle hikayenin günümüz türkçesine tercümesini, diğer 72 sayfası ise orijinal osmanlıca halini içerir.

    tercüme kalitesi olarak fena değil diyorum, ama biraz hayal kırıklığına uğradığımı söylemeliyim. tercümeden öte, bir rötuşlama, bozuk cümleleri adam etme, garip gurup kelimeleri modern türkçe varyantlarıyla değiştirme gibi bir işe girişmiş sel yayınları. bence bu hikayelerin noktasına virgülüne dokunmadan, sadece alfabe tercümesi ile tercümesi yapılmalı ki, insanlar yere göre sığdıramadıkları eski zaman romantizmini ve modern türkçenin emekleme dönemindeki rezaletini görebilsin. sanırım burada mehmet rauf'a duyulan bir saygı var ve onun zedelenmemesi için hikaye daha bir okunaklı hale getirilmiş.

    hikayenin içeriğine gelince, tıpkı kaymak tabağında yazdığım gibi`:(bkz: #110395096)`, hayal gücü kıt bir erkeğin tezahüründe cereyan eden (böyle dantelli kelimelerle yazınca ciddiye alınıyor di mi?), ergen rüyasından bozma bir hikaye var.

    öncelikle, erkek karakterimiz resmen düz duvara tırmanan, kadınları stalking derecesinde takip ve taciz eden, 15 yaşındaki bir kıza (zambak adlı karakter) bıyık buran, sonra da bu kızı kaç zamandır peşinde koştuğu lezbiyen bir kadına (bana göre) tecavüz etmek için yem olarak kullanan bir ipnedir (söyleyecek daha uygun bir kelime bulamıyorum).

    yazar ve erkek karakterimiz 15 yaşında bir kızın cinsel münasebetler için oldukça genç olduğunu pekala bilmekte ve bunu tekrar tekrar kösnül kasırgaların oluşturduğu iç devinimlerinde kendine sayıklamaktadır, ama hepi topu zaten 41 sayfa olan bu hikayenin zaten ortasına bile gelmeden kızımızı becermekte bir yeis görmemiştir.

    lezbiyen bir kadını erkekliğiyle tanıştırıp onu "doğru yola sokmak" istemek her ne kadar klasik bir maço erkek idealiyse de, itiraf ediyorum ki teenage sayılacak bir kadını yem olarak kullanıp lezbiyen bir karakteri kündeye getirmek, beni ters köşeye yatıran bir falso oldu. günümüz şartlarında tecavüz sayılacak bir hareketle de sözümona erkek karakterimiz, lezbiyen karakterimizi sonunda mağlub ediyor.

    dilbilgisinin zayıflığı, dediğim gibi, tercümeyle örtbas edilmiş. kelime dağarcığı olarak, klitorisi temsilen kullanılan bızır kelimesi beni güldürdü. lezbiyene sevici denmesi beni şaşırtmadı. ferç, zeker, duhul gibi kelimelerin hiçbiri ise kullanılmamış.

    edebi içerik olarak, hormonları başına vurmuş bir erkeğin ellerinin titreyerek yazdığı, 41 sayfalık bir paçavra var önümüzde, üzülerek söylüyorum. en trajikomik durumsa sanırım, hikayenin az çok aynı viteste ve küfürsüz gitmesiyken, son iki sayfada "am" ve "yarak" kelimelerinin af buyrun yırtık dondan çıkar gibi peydah olması. resmen bu ne lan dedirtiyor insana. sanırım o sırada yazarımız ersuyu gelmek üzereyken "eh yeter be bitirelim artık" deyip bu travestik hikayeyi sonlandırmış.

    bu tür neşriyata ilginiz varsa okuyun, bir şey kaybetmezsiniz. ama neymiş bu hikaye diye merakla kitabı açarsanız siniriniz bozulabilir.
3 entry daha
hesabın var mı? giriş yap