• 60 li yillar türkiye sinde yayinlanmis, müellifi belirsiz pornografik uzun hikaye.
  • mehmet raufun pornografik romanı bir zambak'ın hikayesinin çok satması üzerine iranlı bir kitapçı olan süleyman tarafından 1910'da yazılmış, anadolu'da ve istanbul'da satılmış türkçe pornografinin başyapıtılarından. iranlı kitapçı süleyman daha sonra kitabın toplatılıp hakkında dava açılması üzerine iran'a kaçmış.
  • icinde bugun bile basilamayacak, insani hayrete dusuren cumleler iceren 100 yillik hikaye kitabi. o zamanlar hangi kelimeleri kullaniyorlarmis diye merak edenler icin asagida ornek bir cumle var, kitabin kahramani olan genc kiz dadısı dilber'in gece haci ibrahim'in odasina girip sevismesini izler, sonra onlari basar, kimseye soylememesi icin haci ibrahim'in kendisiyle de yatmasini ister, sonra dadisinin gozu onunde fan fin fon:

    ******** dikkat... pornografik icerikli ayip alinti *********
    hacı ibrahim kiriş gibi yarağını gül goncası gibi pembe dudaklı amıma sürtüyordu.
  • nereden başlasam...

    kaymak tabağı 60lı yıllarda değil, en az 100 yıl önce, mehmet rauf tarafından yazılmıştır. yerli müstehcen edebiyata ilgi duyan herkesin varlığını hemen öğrendiği, adını en baştan beri duyduğu, ama kendisini ne hikmetse hiç göremediği bir kitaptır. kitap dediğime bakmayın; bu aslında hepi topu 14 sayfalık bir öykü. kaymak tabağı avam neşriyat alanında o kadar meşhurdur ki, bu isimle başka kaymak tabakları ve saçma türevleri yazılmıştır. hatta kaymağın tabağı diye saçma bir kitaba bizzat bir ton para bayılıp kerizlendiğim bile oldu. latin harfleriyle yazılmış olmasından şüphelenmem lazımdı halbuki.

    neyse, aylar boyunca nadir kitapta, istanbul'da filan sahaf sahaf gezdikten sonra bir şekilde kitabın orijinaline ulaşmayı başardım (nereden buldum söylemem, ama bulmayı kafaya takan birisi için çok da zor olmayacaktır) ve dijital bir kopyasını edindim.

    kaymak tabağı eski harflerle yazıldığı için önce osmanlıca okumayı öğrenmem gerekti. 1 haftalık bir süreçten sonra oturup kitabı çevirdim. arada okuyamadığım 50 kadar kelime olsa da, hikayenin anlatmak istediği şey gayet ortadaydı.

    buraya bütün tercümeyi copy paste yapmayı düşünüyordum ki, intihalci çakallar ve harcadığım zaman aklıma gelince vazgeçtim. yine de size en ilginç tespit ve alıntıları yazmayı kendime misyon edindim.

    -öncelikli olarak kitap tahminen 20 küsür yaşında, tabiri caizse brazzers karakterlerine taş çıkartacak kadar motor bir genç kızımızın ağzından yazılmış. kızımızın adı da da "kaymak tabağı", niye anlamadım. bundan başka, ikinci kadın karakterimiz dadı dilber, zekeriyle gönüllerde taht kuran arabacı hacı ibrahim ve de son sahnede boy gösteren bir de valide hanım var. hikayeye göre bütün kadınlar nemfoman, erkeğimiz de sürekli erekte gezen ve kadınları doyurmaya çalışan, pratikte bir adet penise indirgenmiş bir adamcık (düşününce, erkeği objeleştiren bir durumla karşı karşıyayız!)

    -hikayeyi tek eli skinde bir erkeğin yazdığı son derece açık. hatta oldukça da kötü yazılmış; o kadar kötü ki, bir yerden sonra olay komediye, parodiye dönüyor. bundan başka, kitap tahminimce birkaç saat içinde yazılmış, çünkü başı sonu birleşmeyen, özne yüklem uyumsuzluğunun halay çektiği bir yazımdan bahsediyoruz. noktalama işaretlerinin kullanımı da bayağı facia (hoş, o dönemler virgülün ve noktanın ne işe yaradığını genel olarak pek anlayamamışlar). misal:

    "cariyeniz ise aman hacı ibrahim ne yapıyorsun fena halde içim gıcıklanıyor.
    öyle yapma diyor idim."

    -format ve kurguyu bir yana bırakırsak, cinsel içerik olarak oldukça facia ve kısır bir hikaye var. osmanlı zamanında yazılmış deyip, şiirsel ve teşbihlerle bezeli bir eser bekliyorsanız, benim gibi, oldukça ters bir köşeye yatarsınız. 14 sayfalık hikayede kaç kere "gül goncası gibi pembe *mımı" benzetmesini, kaç kere "*ikinin başını *mımın dudaklarına sürüştürdü" aksiyonunu okuduğumu hatırlamıyorum. sizin için en trajikomik satırları seçtim:

    "bunu müteakip zanneder isem hacı doymamış idi ki dadımın kabak gibi *ötünü çevirdi. birkaç defa *arağını *ötüne sokup çıkardı. halbuki dadım *ötünden *ikişe dayanamıyordu. doğrusu bunların *ikişine benim de ağzımın suyu aktı."

    -gördüğünüz gibi 100 yıldan eski bu hikayede bildiğimiz bütün organ ve eylem adları kullanılıyor. zeker, ferc ve duhul gibi eski moda kelimelerse sadece birer kere yazılmış. cinsel içerik olarak oldukça tekdüze, misyoner pozisyondan ibaret, analın sadece bir sahnede betimlendiği, oralın hiç olmadığı, mffe göz kırpan, ama olayı voyeurde bırakan bir senaryo var. sanırım en sapkın iki sahne şudur:

    "senem on altı yaşına gelmiş ise de hacı ibrahimden kaçmaz ve yanından ayrılmaz idim ve cariyeniz hacı ibrahimin odasına girer ve tuhaf tuhaf hikayeler nakil eder ve beni kucağına alır, öper, zekerinin üstüne çıkarır ve zekerini bacaklarımın arasına
    sürüştürerek türlü türlü hokkabazlıklar yapar idi." (bkz: pedofili)

    "lakin annem de benim gibi *ikişe doyar mahluk değil ki…. tekrar *ikişmek üzere harekete başladılar ben ise kapının önünde hırsımdan, şehvetimden titriyordum. hemen kapıyı açıp içeriye girerek hacının *arağını *mıma sokturmak istiyor isem de ne çare ki validem içeride olduğundan yapamıyordum." (bkz: voyeur)

    -bütün bu şokun üstüne bence en calıcı kısım ise hikayenin son satırlarıdır. bir woody allen filmi gibi, her şeyin olup bittiği, hayatın normal akışına döndüğü bir son:

    "bu minval üzre de iki seneyi mütecaviz bir zaman hacı ile *ikiştik tam yirmi bir
    yaşına gelmiş idim ki eczacı hüsnü efendi ile izdivaç ettiğimden artık her şeyden vazgeçmiş idim ??? hüsnü efendi ile geçinip gitmekteyiz."

    not: tırnak içinde verdiğim alıntılarda büyük ünlü uyumu, sert ünsüz benzeşmesi gibi düzeltmeleri eklediğimi, noktalama işaretlerine ise dokunmadığımı belirtmek isterim.

    not 2: yine bir mehmet rauf eseri(!) için (bkz: #125466220)
hesabın var mı? giriş yap