1 entry daha
  • türklerin de kendilerine özgü taksonomistler oldukları ve bu konuda dünyada söz sahibi oldukları iddiasi vardır. aşağıdaki yazı bu minvalde yazılmış ve bazı tesbitlerine katımasam da ilginç olduğunu düşündüğüm bir denemedir.:

    biz bu yazımızda, taksonomi alanında dünyaca tanınmış ilim adamları yetiştirmiş türklerin 'homo sapiens'i sınıflandırma yol ve
    yöntemlerini irdeleyeceğiz.

    mesela, biriyle yeni mi tanıştınız? hemen memleketini sorarsınız:

    -hemşerim, türkiye'nin neresindensin?

    ilk bakışta oldukça masummuş gibi görünen bu soru, bir türk
    taksonomistinin sıklıkla başvurduğu birinci yoldur. esas amaç,
    muhatabın memleketinden onun hangi ruh ve karakter yapısına sahip olduğu, etnik kökeninin ne olduğu ve bir nebze de politik görüşlerini öğrenmektir.

    emel sayın'ın meşhur şarkısındaki:

    "kız sen istanbul'un, neresindensin?"

    sözleri de emel hanım bilmese de benzer bir amaca hizmet eder. :-)

    bir türk taksonomistinin sıklıkla başvurduğu bir ikinci yol,
    muhatabın kullandığı kelimelerin etimolojik kökenlerini inceleyerek,
    şahıs hakkında bir fikir sahibi olmaktır. mesela şahıs avrupa menşeli kelimeleri mi tercih ediyor, ya da osmanlı türkçesi mi kullanıyor sıklıkla; tüm bunlar bir türk taksonomist için oldukça kuvvetli delillerdir. (tabii arada türk taksonomistlerinin karşısına idris-i muhtefi el-halveti gibi ingilizce- osmanlı türkçesi üzerinde uzman mübarek zatlar da çıkar, böyle bir durumda çoğunlukla yaptıkları şey "not identified" damgasını yapıştırmak ve "cümlelerinizi anlayamıyorum" demektir.)

    bir türk taksonomistin sıklıkla başvurduğu bir üçüncü yol,
    sınıflandırılacak insanın hangi kitapları, yazarları okuduğunu, hangi yayınları takip ettiğini araştırmak ve bu araştırmanın sonuçlarına göre muhatabı uygun bir şekilde kategorize etmektir.

    son zamanlarda ortaya çıkan yeni bir taksonomi yöntemi,
    sınıflandırılacak insanın hangi okuldan mezun olduğunu bulmak ve buna
    göre münasip bir karara varmaktır. mesela, inceleme altındaki şahıs imam-hatip mezunu mu, damga hazırdır:

    mürteci!

    bazı adı saklı :-) kolejlerden mi mezun:

    fethullahçi!

    (bir de 12 eylül öncesi sıklıkla kullanılan bir taksonomi örneği:
    odtü mezunu mu, hemen:

    komünist!

    bir de ara ara temcit pilavı gibi ısıtılıp ısıtılıp önümüze konan bir
    taksonomi türü de vardır. daha çok feminler üzerinde uygulanan bu taksonomi türünde, sınıflandırılacak bayanın giydiği kıyafet,
    kıyafetinin rengi, başının açık olup olmaması, kapalıysa hangi çeşit bir baş-bağlama metodunu tercih ettiği (ki bu son kıstas, bayanın mensup olduğu ideolojik görüşü şıp diye gösterir! genel olarak türk taksonomistleri iki tür baş bağlama metodu keşfetmişlerdir: selvi boylum al yazmalım metodu (zararsız bir seçenek, türk taksonomistlerinin sıklıkla belirttiği üzere babaanneleri de geneldebu metodu kullanmaktadırlar.) ve türban... (çok tehlikelidir, türk taksonomistleri genelde türbanı çocukların erişemeyeceği yerlerde tutmaya büyük çaba sarfederler.) ) önemli kıstaslardandır.

    bu arada, henüz türk taksonomistlerinin bile(!) çözemediği vakalar mevcuttur. çünkü bazı insan gruplarının hâli hazırdaki taksonomi yöntemleriyle sınıflandırılması imkansızdır.

    en sık rastlanan vakalardan biri, temel bilimlerle uğraşan bir
    dindar müslüman örneğidir, ya da dini akidelerini yerine getiren
    sanatçı örnekleri. hem 'sağ' cenaptan, hem de 'sol'dan kitaplar
    okuyan kişiler de mevcut taksonomi yöntemleriyle
    sınıflandırılamazlar. yine de son yıllarda gelişen yeni bir akım, bu
    tür uro'ları, yani "unidentified reading object"leri (tanımlanamayan okuyan nesne), "kafasi karişiklar" alt grubu altında toplamaktır.

    tabii bir de meşhur "takiyyeciler" grubu mevcuttur. bu sınıf, daha çok eskiden savunduğu fikirlerinin şimdi zıddını savunan insanlar için türk taksonomistlerince bulunmuş dahiyane bir terimdir. eskiden devrimci sol çizgide olup da şimdi liberal ve demokratik özellikleriyle ön plana çıkan gülay göktürk ve altangiller, türk taksonomistlerine ağzıyla kuş tutsa ve hepsini sırtında dokuz kere hacca götürüp getirse yaranamayacak olan tayyip erdoğan, takiyyeciler sınıfının en gözde flaş isimlerindendir.

    bir de meşhuuur bir vak'ayı matrix vardır ki, kendisi de türk
    taksonomistlerinin ilgi alanına girmektedir. doğal yaşam alanı bozkır olan matrix, beslenme biçimine göre bir herbivor, yani hem et, hem de otobur olup, "kumpir obur" olduğuna dair söylentiler de çıkmaktadır.

    kendisi bazı taksonomistçilerce "kafası karışıkgiller"den olmasına
    rağmen, kimilerince de 'islamcı'gillerdendir. 'sosyalist'gillerden
    olduğu da rivayetler arasındadır. :-) (vallaha bu aralar ne olduğunu kendi de çözebilmiş değil! :-))

    vel hasıl-ı kelâm, türk taksonomistlerinden daha bahsedecektim ama bu mevzu çook su götürür. ama izninizle ben de bir soru yönelteyim
    sevgili dostlar:

    türk taksonomistleri hangi sınıfa girmektedirler acep? :-))

    (alev alatli e-mail grubundan ismail yiğit)
33 entry daha
hesabın var mı? giriş yap