• istanbulun kendi haline terk edilmis tarihi, guzel bir semti. yabancilarin bir zamanlar altin boynuz dedikleri halic kenarinda, bir zamanlar rumlarin oturdugu bir semttir. ilk bakista varos izlenimi verse bile, balatta sokaklarinda dolasirken tarihi koklamaniz icten bile degildir. onunde 'bir zamanlar burada rus prensi bilmem ne'nin sarayi vardi' diye bir tabela bulunan bir copluge rastlamaniz mumkundur mesela. oldukca yokusludur, pek cok yerde merdivenlere rastlarsiniz. istanbullularin ragbet etmedigi bu mekani eger dolasacak olursaniz, elinde fotograf makineleri ie dolasan pek cok fransiz, alman turiste rastlarsiniz. balat sakinleri, carsambadakiler gibi tutucu degillerdir, kara carsaflilara pek rastlanmaz. kimse de yalniz basiniza gezmenizi kinayan bakislar firlatmaz. ama iki ev arasina gerilmis ipler ve onlara asili kurumakta olan beyaz camasirlar altindan gecerken, bu manzaranin da kendine ozgulugunun farkina varir insan. birdenbire, beklemeden bir parkla, bir tarihi evle, ya da bir patrikane ile karsilasiverirsiniz. geldiginiz yerin adi artik fenerdir, ama mahalleler ve semt adlari fark etmez- sokaklarinda kaybolmak icin vardir balat.
210 entry daha
hesabın var mı? giriş yap