the temple of the king
-
bilmem kaç milyar yılın en güzel, en "götüren" parçasıydı... sürekli "masaüstü"mde durur, sürekli beynimde durur, içimde çalar, ne vakit bişee canım sıkılsa, bi iş ters gitse, canım hüzün çekse, atarım jetonumu, "temple of the king" ile geçerim kendimden, giderim, tutulamam... ritchie blackmore's rainbow'dan, hassasiyetle, dayanılmaz...
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap