9 entry daha
  • az önce rastlantısal olarak sahip olduğumu öğrendiğim durum. her insanın bu duruma sahip olduğunu düşünürdüm. durugörü çalışmaları yaparken ya da meditasyon yaparken (daha doğrusu yapamazken) imajinasyon alıştırmalarında her zaman büyük sorunlar yaşayıp çalışmayı bıraktım. aynı zamanda derin odaklanmadan bir zaman sonra beni içine çeken sonsuz karanlık biraz ürkütüyor ve korku uyandırıyor.gözlerimi kapatmak ve hayal kurmaya çalışmak aydınlık ve güneşli bir günde derin, dipsiz karanlık bir kuyuya düşmek gibi. karanlığın tonları değişiyor yalnızca. gözlerimi kapattığımda ve odaklandığımda ya karanlıktan ya da silik, buğulu değişik şekillerden başka hiçbir şey göremiyorum. yani bu da demek oluyor ki şimdiye kadar hiç hayal kuramamışım. betimlemeler, imgelemeler, hayal kurmak benim için yalnızca okumaktan ibaret. aslında bunu tarif etmek çok zor. gözlerimi kapattığımda da okuyor gibiyim. bir kırmızı gülün nasıl göründüğünü biliyorum fakat gözlerimi kapattığımda onun yaprağını dahi göremiyorum. mesela 6 rakamını hayal etmek istiyorsam onu düşleyemediğim için gözlerim kapalıyken gözlerimle havaya çizmeye denerim. fakat bu mürekkebi tükenmiş bir kalemle kağıda resim çizmeyi denemek gibi bir şey olur. bu durumu şöyle tarif edebilirim: yalnızca kalbiyle ve elleriyle görme işlevini yerine getiren bir kimsenin daha önce hiç görmediği mavi denizi hayal etmeye çalışması gibi.
    hayal kurabilen insanların olduğu ve benim onlardan birisi olmadığımı öğrenmek derin bir üzüntü yarattı. acaba zamanla geliştirilebilir bir yetenek mi?
23 entry daha
hesabın var mı? giriş yap