6 entry daha
  • " uzun zaman önce bir gün, napolyon' un küçük kardeşi jerome 'un 1852 de çekilmiş bir fotografı elime geçti. ve bu güne dek hiç dindiremediğim bir şaşkınlıkla sunu fark etmiştim o zaman : "ben imparatora bakan gözlere bakıyorum." ancak hiç kimse paylasır ve anlar görünmediğinden (yasam bu küçük yalnızlık darbelerinden oluşur), unutmuştum bunu. fotografa olan ilgim sonraları daha kültürel bir yöne döndü. fotografı sinema' ya karşı sevdiğime karar vermiştim ; ancak yine de bu ikisini tam anlamıyla birbirinden ayıramıyordum. bu soru giderek daha ısrarlı hale geliyordu. "varlıkbilimsel" bir tutkuya kapılmıştım : ne pahasına olursa olsun fotografın kendi içinde ne olduğunu, görüntüler topluluğunda hangi temel özelliklere ayrıldığını öğrenmek istiyorum."

    camera lucida yukarıda geçen bölümle "fotografın özelliği" ile başlıyor, "sınırlandırılamayan fotograf" la devam ediyor; fotografın ne olduğuna yanıt arıyor. iki bölümden oluşmakta olan kitapta 26 fotografçının 100 e yakın fotografı yeralmakta, bunlardan bazıları ;nadar, niepce,sander, gardner, klein, van der zee...

    (edit: dahi anlamindaki de'yi ayirmamisim, insan bi uyarir, tiksindim kendimden, iyy.)
122 entry daha
hesabın var mı? giriş yap